30 Nisan 2007 Pazartesi

selam oncellıkle ahmet abıye teş ederım busıteyı hazırladın ıçın burada ınsallah daha cok sohbet ve daha cok konusup sohbetımızı dıle getırecegımız bır sıte olur temennısıyle burda herturlu soru veceva yazacagımıza temennı ederım saygıalrımla ben "alı uzum" başarılar dılerım

GÜZELBAG YENİ CAMİİ resim AHMET AYGÜN

GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

GÜZELBAG YENİ CAMİİ resim AHMET AYGÜN

GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

ANTALYA İLİ VE ÇEVRESİ TARİHİ VE DOGAL TURUZİM POTANSİYELİ

ANTALYA İLİ ALANYA BÖLGESİ TURUZİM POTANSİYELİ; Akdeniz sahilinde turizm bakımından çok gelişmiş bir ilimiz. Ülkemizin muz ve portakal bahçesi..olarak isimlendirilen Antalya; Akdeniz kıyısında, İçel (Mersin) Konya, Isparta, Burdur ve Muğla illeri ile çevrilidir. İl topraklan 36°06' ve 37°27' kuzeyenlemleri ile 29°14' ve 32°27' doğu boylamlan arasında yer alır. Üç tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. Güzel iklimi, verimli topraklan, orman zenginliği, sahillerinin güzelliği tarihi yerleri ile en zengin şehirlerimizden ANTALYA KONYA ANTALYA KÖRFEZI AKDENIz İLİN KİMLİGİ Yüzölçümü : 20.591 km2 Nüfusu : 1.132.211 İlçeleri : Merkez, Akseki, Alanya, Elmalı, Finike, Gazipaşa, Gündoğmuş, İbradı, Kale, Kaş, Kemer, Korkuteli, Kumluca, Manavgat, Serik. biridir. Antalya'ya "Türkiye'nin Riviera"sı denilmektedir. Trafikteki numarası (07)dir. İsminin Menşei Bergama Kralı İkinci Attalos tabii güzellikle. ri çok zengin olan bu bölgede bir şehir kurulmasını istemiş ve kurulan bu şehre "Antalela" ismini vermiştir. Türkler bölgeyi feth edince, şehrin ismini Antalya olarak değiştirmişlerdir. Tarihi Antalya'nın tarihi çok eski devirlere dayanır. Sabah Gazetesine İlan Star Gazetesine İlan Gazete İlan Gazete İlan Gazeteye İlan Hürriyet Seri İlanlar S eri İlanlar Sabah Sarı Sayfalar Sabah Seri İlanlar İnsan Kaynaklarına İlan Star Seri İlanlar Sabah Seri İlan Hürriyet Seri İlan Genel Kurul İlanı İlan Star İlan Hürriyet İlan Sabah Yeni Asır Hürriyet gazetesi ilan Sabah gazetesi ilan Teşekkür İlanı Türkiye ilan Sabah gazetesi ilan Gazeteye İlan İlan istanbul İlan Ankara Gazete Reklam Sarı Sayfalar Anma İlanı Vefat ilan Anma ilan Vefat ilanları Vefat ilanı İlan İzmir İnsan Kaynakları Hürriyet İnsan Kaynakları ilan, insan kaynakları ilanı, insan kaynakları ilanları. Seri İlan Hürriyet İlan, İlan Ankara ilanları, İlan İstanbul ilanları, Hürriyet gazetesine İlan İstanbul Ankara İzmir Antalya. Türkiyenin her yerinden kolayca.. Gazeteye İlan, Hurriyet ilan gazete gazetesine gazetelerine gazeteye seri Hurriyete Hürriyete insan kaynaklari insan kaynakları ilan ilani ilanları. Gazeteye İlan, ilanı ialn ilanları ialnı personel eleman elemanlar sekreter İlan Adana ilanları Muhasebeci, Duyuru İlanı, Pazarlamacı ilanı, ilanları Satış temsilcisi ilanı, ilanları Bayii ilanı, ilanları Taşeron plasiyer Şoför ilanı, ilanları. Sekreter ilanı, ilanları Sekreterler Asistan ilanı, ilanları. Kadıköy ilan, ilanları. Almanya ilan Antalya ilan Ön muhsebe elemanı ilan Hürriyet ilan, sabah ilan, Hürriyet gazetesi ilan, sabah gazetesi ilan, hürriyet seri ilan, sabah seri ilan, Seri ilan, seri ilanlar, Gazete, gazetelere ilan, gazete ilanı, gazete seri ilanı, gazeteye seri ilanlar, gazetelere seri ilan, vefat ilanı, başsağlıgı ilanları, bassagligi" Hürriyet ilan, Hürriyet seri ilan, Hürriyet gazetesine iş ilanı, Hurriyet İK, Hürriyet vefat ilanı, Hürriyet gazete emlak ilanı, Hürriyet gazetesine seri ilan, Hürriyet, Sabah, Vatan, Posta, Star Düden Şelalesi. Aspendos su kemeri. Karain mağaralarında milattan önce yaşıyanların eşyalarına rastlanmıştır. Hitit devrinde "Irkıarın ÜLkesi" manasına gelen "Pantilya" ismi ile anılırdı. M.Ö. 7 ve 8. asırlarda bu bölgeye yapılan göçler sebebiyle bölgenin nüfUsu çoğaldı. M.Ö. 700-546 arasında Lidyalılar, sonra Persler ve M.o. 333'te Makedonya Kralı Büyük İskender'in eline geçti. M.Ö. 2. asırda da Romalılar'ın hakimiyetine girdi. Roma imparatoru Antonius, Antalya'yı Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya hediye etmiş, Kleopatra da Antalya ormanıarındaki Sedir ağaçlarından kuvvetli donanma hazırlamıştır. Pamfilya ve Klikya bölgede!Ö Roma hiikimiyetine karşı çıkarak bağımsız oldular. Roma'nın Yeni Rehber Ansikllll'edisi 200 Manavgat şeıalesi. Antalva'da bir portakal bahçesi. parçalanmasından sonra ise buraya Doğu Roma (Bizans) hakim oldu. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Antalya Türklerin eline geçti. Bizanslılar birkaç defa Antalya'yı geri almak istemişlerse de, l206-l207'den sonra Antalya günümüze kadar devamlı Türk toprağı olarak kaldı. Antalya'nın ilçesi olan Alanya, Selçuklular zamanında kış aylarında devletin başkenti olmuştur. İlhanhlarm saldırmaları ile Selçuklular zayıflayınca, Antalya, Hamidoğulları ve Tekelioğullarının idaresinde kalmıştır. OsmanlıDevleti, Anadolu'da birliği temin edince l391'de Sultan Yıldırım Bayezid zamanında Osmanlı Devletine ka- Antalya'da bir muz bahçesi. Serik ilçesindeki Köprüçayı ve eski köprü. Roma imparatoru Hadrianus'un Antalya'yı ziyaretinin hatırası olarak yapılan Hadriana kapısı. tılmıştır. Osmanlı devrinde Konya'ya bağlı (Teke Sancağı) olarak Cumhuriyet devrine kadar gelmiştir. Osmanlı Oevletinin Birinci Dünya Harbinde yenik sayılmasından sonra, İtalyanlar tarafından işgal edildi. İtalyanlar 9 Temmuz 1922'de buradan ve Anadolu' dan çekildiler. Fiziki Yapı Antalya, güneyinde dik yamaçlarla kesilen Akdeniz ve kuzeyde ona paralel uzanan Toroslar ile çevrilidir. İlin % 70'i dağlıktır. Ovalar % 13'tür. Yaylaları güzelolup, Tekeli ile Gidev yaylası meşhurdur. Kıyılarının uzunluğu 450 kilometredir. K(jrfezin batı sahilIerine dağlar dik olarak indiği için, girinti ve çıkıntısı fazladır. Sahillerde deniz derindir. Körfezin doğu kıyısında, dağlar sahile paralel olduğundan denizde büyük bir kumsal şerit vardır. Bu sahiller Türkiye'nin en güzel manzaralı kıyılarıdır. , Dağları: Batı Toros Dağları karalar içine girmiş Antalya Körfezinin i.\ci kıyısını takib eder. Kuzeyde birbirine yaklaşan bu dağlar, güneyde yelpaze gibi birbirinden ayrılır. Körfezin batısındaki Tahtalı dağları bir duvar gibi yükselir. Tahtalı Dağları, Bey Dağları ile birbirine paralelolup aralarında Alakır çayı yer alır. Başlıca dağları; Akdağ (3069 m), Şeytan Dağı (2403 m), Geyik Dağı (2890 m), Kızılca Dağı (2591 m), Alaca Dağ (2336 Yeni Rehber Ansiklopedisi 201 ANTALYA m), Kuhu Dağı (2409 m), Bey Dağı (3069 m) ve Yıldız Dağı (2619 m)dır. Ovaları: Antalya'da Elmalı, Manavgat, Kasaba, Alara, Alanya ve Finike ovaları vardır. Bu ovalar su bakımından zengin ve bereketlidir. Akarsuları ve gölleri: Akarsuların hepsi Torasların güney yamaçlarından çıkar ve güneye doğru akarlar. Bazıları güzel çağlayanlar meydana getirirler. Önemli akarsuları ve gölleri şunlardır: Aksu çayı: Isparta'dan gelen fabrika deresi, Kovada gölünden çıkan dere ile birleşerek Aksu ismini alır. Perge harabeleri doğusundan gelerek Antalya körfezine dökülür. Köprü Su çayı: Anamas Dağlarından Belkıs (Aspendos) harabelerinin doğusundan geçip, Antalya Körfezinde denize ulaşır. Manavgat çayı: Gembos Ovasının doğusundaki dağlardan çıkar; Karapınar sularını alıp, Handos'ta dar bir boğaza girer. On iki kaya deliğinden sonra çağlayan meydana getirir. İkinci bir çağlayandan sonra Gökböget Gölcüğüne dökülür. Manavgat Çağlayanını meydana getirdikten sonra, Antalya Körfezine dökülür (Saniyede 155,5 metreküp su akıtır). Düden Ça~ı: Antalya'nın 30 km kuzeyinden doğar. Bazan yer altından, bazan da yer üstünden , akar. Birçok şelaleler meydana getirir. Kırkgöz'de yerin altına girer. LO km sonra yer yüzüne çıkar ve 3 km sonra tekrar bir mağara tüneline girer. Tüneldeyken yeraltı suları karışır. Lara plajında 50 m yükseklikten denize dökülür. Diğer akarsuları; Gazipaşa, Alara, Alakır; Karpuz, Dim, Kargı, Korkuteli ve Karaman çaylarıdır. Karagöl: Elmalı Ovasının tabanında yer alır. ''Yüzölçümü 21 kilometrekaredir. Yazın suları azalır derinliği azdır. Söğüt Gölü: Antalya ve Burdur arasındadır. Yüzölçümü 40 kilometrekaredir. Derinliği azdır. Denizden yüksekliği 1345 metredir; Kışın donar, yazın etrafı sazlık ve bataklıktır. Avlan Gölü: Yüzölçümü 10 kilometrekaredir. Derinliği azdır. Elmalı ovasının güneyindedir. Ova Gölü: Kaş'ın batısında küçük bir göldür. Oymapınar Barajı: Manavgat Çayı üzerinde kurulmuştur. Yüksekliği 185 metredir. Kapasitesi; 300 milyon metreküp sudur. Yüzölçümü 470 hektardır. Enerji ve sulamada kullanılır. Buradaki hidroelektrik santralin kapasitesi arttırılmaktadır. Alakır Barajı: Alakır Çayı üzerinde kurulmuştur. Yüzölçümü 469 hektar, kapasitesi ise 80 milyon metreküp sudur. Sulama maksadıyla kullanılır. ... Korkuteli Barajı: Korkuteli Suyu üzerinde kurulmuştur. Sulama maksadıyla kullanılır. İklimi ve Bitki Örtüsü Antalya ilinde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yazları sıcak ve kurak geçer. Yazın öğleden sonra meltem rüzgarı ile sahiller biraz serinler. Kış bol yağışlı geçer. Dağlara kar yağar. Antalya, sahilinde denize girilirken, dağlarında kayak yapılan dünyanın sayılı şehirlerinden biridir. Sıcaklığı 4.3°C ile 43.4°C arasında değişir. Kışın LO dereceden aşağı soğuk çok nadirdir. Yağış ortalaması metrekareye 1070 milimetredir. Antalya'nın topraklarının % 60'ı ormanlıktır. Ormanı en çok olan illerimizden biridir. Çam ağaçları çoğunluktadır (Kızılçam ve karaçarn). Kaş ve Elmalı arasında sedir ağaçları bulunur. 500 m aşağılarda makiler vardır. Makilede çam ormanları arasında meşe ağaçları bulunur. Maki bölgesinde sarmaşık, defne, yemiş, sarıağaç, mersin ağacı, çitlembike çok; rastlanır. Ayrıca lavanta, kekik, nme ve veronika gibi bitkiler bulunur. Ovalarda her türlü Akdeniz ürünleri yetişir. Ekonomi Tarım: Antalya ekonomisi tarım ve turizm e dayanır. Verimli topraklarında çeşitli tarım ürünleri yetişmektedir.. Tarım ürünleri içinde en çok buğday, arpa ve yulaf yetişir. Ayrıca pamuk, susam, soğan, yer fıstığı, nohut, 35 bin hektar üzerinde sebze yetişir. Seracılıkta en ileri olan ilirnizdir. 32 bin hektarlık seralarda domates, biber, fasulye, patlıcan, hıyar, kavun ve karpuz yetiştirilir. Yurt içi ve dışında satılır. Meyvecilikte çok ileridir. En çok muz, portakal yetişen ilirniz Antalya'dır. Mandalina, limon, greyfurt Antalya'nın başta gelen gelir kaynağıdır. Zeytincilik oldukça gelişmiştir. Meyvecilikte çok ileri durumdadır. Elma, armut, erik, ayva, şeftali, kayısı, üzüm, iğde, keçiboynuzu, kızılcık ve diğer meyveler yetişir. Tarımda sulama, gübreleme, ilaçlama ve modem araç kullanmada en üstün seviyededir. Orman ürünleri bakımından zengindir. Reçine üretiminin dörtte birini Antalya ilirniz sağlar. Tomruk ve direk üretimi fazladır. Avakado ve pikan cevizi yetiştirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Hayvancılık: Mer'aların azalması sebebiyle hayvancılık gelişmemiştir. Keçi ve koyun azalırken sığır artmaktadır. Antalya balıkçılık bakımından da zengindir. Akkaya, kuzubalığı, çıplak leka, lakuz, orfoz, akya, mercan, fargri, tranca, çipura balıkları ile istakoz, karides, mürekkep balığından supya, klamanya ve ahtapot vardır. MadenIeri: Antalya, yeraltı kaynakları (madenleri) bakımından zenginse de, bu madenIerden krom, borit, alüminyum ve mangenez az mikdarda işletilmektedir. Baksit, fosfat, bitümlisist ve mermer yatakları henüz işletilmemektedir. Sanayi: Antalya sanayi sektöründe pek gelişmemiştir. Adana hem tarım hem sanayide ge- Yeni Rehber Ansiklopedisi 203 ANTALYA liştiği halde, Antalya sadece tarım sahasında gelişmiştir. Başlıca sanayi tesisleri, Antalya, Elektrometalürji Sanayi T.A.Ş. 'nin Ferrokrom ve Karpit Fabrikası, Pamuklu Dokuma Fabrikası, pil, bahçe traktörü, kiremit, tuğla, mobilya, un, çırçır, kon· serve, bisküvi, yağ, meyve ve sebze fabrika ve atelyeleridir. Antalya'nın enerji ihtiyacının mühim bir kısmı (150 milyon kw/s) Kepez hidroelektrik santralinden karşılanır. Belediyenin de enerji santralı vardır. Ulaşım: Antalya ulaşım bakımından en yoğun ilimizdir. İstanbul, İzmir ve Ankara'dan ve diğer büyük şehirlerden Antalya'ya devamlı otobüs seferleri yapılmaktadır. Antalya'yı, bu şehirlere bağlayan yollar muntazamdır. Antalya ile ilçelerinin karayolları düzgündür. Antalya limanına her tonajda gemi yanaşır. Bu liman, aynı zamanda ihracat ve ithalatta mühim bir yer tutar. Ayrıca Alanya, Fenike ve Kaş iskeleleri her mevsim bağlantılıdır. Antalya Havaalanı yılda 300 bin yolcu kapasitelidir. Bu oran 2,5 milyon yolcu kapasitesine çıkarılmak için çalışmalar sürdürülmektedir. Nüfus ve Sosyal Hayat 1990 nüfus sayımına göre toplam nüfüsu 1.132.211 olup, 602.194'ü şehirlerde, 530.017'si köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 20.591 km2 olup, nüfus yoğunluğu 55'dir. Örfve fidetler: Folklor, örfve adetlerde Türkmen ve Göçmen yörüklerinin tesiri büyüktür. Çadır, heybe ve kilimin bölgede büyük yeri vardır. Halk müziğinde bozlak, koşma ve ağıt ağır basar. Halk oyunları olarak; Teke zortlaması, Herdem oyunu, Zehir oyunu meşhurdur. Herdem oyununu kadınlar oynar. Bu yörenin kendine has mahalli kıyafet Ve yemekleri vardır. Meşhur yemekleri: Arap aşı, külle, domates civesi, laba, tandır kebabı, hibeş, turunç ve patlıcan reçeli, güleviz, saç kavurma ile ayrandır. Ahi teşkilatı bu vilayette büyük iz bırakmıştır. Eğitim: Antalya' da 40 anaokulu, 997 ilkokul, 92 ortaokul, 14 mesleki ve teknik ortaokul, 23 lise ve 24 mesleki ve teknik lise vardır. Okuma-yazma nisbeti % 85'tir. Akdeniz Üniversitesine bağlı tıp fakültesi, Eğitim Fakültesi ve Meslek Yüksek Okulu vardır. İl dahilinde 4 müze bulunmaktadır. Hastane sayısı 18' dir. Her türlü spor dalında sporcu yetişmiştir. 1964 Tokyo Olimpiyatları'nda güreşte birincilik kazanan İsmail Ogan Antalyalıdır. ilçeleri Antalya'nın biri merkez olmak üzere on beş ilçesi vardır. Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 448.773 olup, 378.208'i ilçe merkezinde, 70.565'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 12, Aksu bucağına bağlı 21, Çakırlar bucağına bağlı Yeni Rehber Ansiklopedisi 204 12, Dağ bucağına bağlı 2, Döşemealtı bucağına bağlı 22 köyü vardır. İlçe toprakları genelde ovalıktır. Batısında Beydağları yer alır. Antalya Ovasını Aksu Çayı ve kolları sular. Kıyı ovasının ardından Batı Toroslar yükselir. . Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri: Bugday, arpa, mısır, baklagiller, pamuk, susam, turunçgiller, meyva ve sebzedir. Seracılık yaygındır. Turizm ve sanayi ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Dokuma, yağ, un, konserve, süt fabrikaları ve Ferrokrom işletmesi başlıca sanayii kuruluşlarıdır. İlçe merkezi, Antalya Ovasında, Körfezin yaptığı yarım ay şeklindeki girinti kısmının en yüksek noktasında kurulmuştur. Akseki: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 30.229 olup, 11.023'ü ilçe merkezinde 19.206'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 16, Cevizli bucağına bağlı 11, Geriş bucağına bağlı 13, Güzelsu bucağına bağlı 5 köyü vardır. Taşeli platosunda yer alan ilçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Orta Toroslar, güneydoğusunda Geyik dağları yer alır. Toroslardan doğan Manavgat Çayı ilçe topraklarının orta kesimindeki dar bir vadiden akar. Ekonomisi hayvancılık ve ticarete dayanır. Ekimemüsait arazisi azdır. Üzüm, incir, peynir, tereyağı ve bal başlıca gelir kaynağıdır. Ormancılık ve el sanatları da gelişmiştir. Yörede üretilen nergis soğanı ihraç edilir. İlçe merkezi AntalyacKonya karayolu üzerindedir. İl merkezine 88 km mesafededir. Eski ismi Marulya'dır. Ayranları ve buz gibi suları ile Alabalık vadisi, Gültepe Yaylası, Altınbeşik Yeraltı Gölü meşhurdur. İlçe belediyesi 1864'te kurulmuştur. Alanya: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 129.106 olup, 52.460'ı ilçe merkezinde, 76.646'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 47, Demirtaş bucağına bağlı 19 köyÜ vardır. Yüzölçümü 1545 km2 olup, nüfus yoğunluğu 84 'tür. İlçe toprakları kıyıda yer alan ova ile bunun gerisinde yükselen dağlardan müteşekkildir. Ortalama 40 km2 genişliğindeki ova, dağlardan kaynaklanan Oba ve Dİm çaylarının getirdiği alüvyonlardan meydana gelmiştir. Kuzey kesimde Geyik Dağları yer alır. Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Alanya ovasında başta turunçgiller olmak üzere pamuk ve muz yetiştirilir. Seracılık yaygındır. Tabii güzellikleri ve tarihi eserler yönünden zengin olan ilçede turizm önemli gelir kaynağıdır. Özellikle motelcilik ve kıyı pansiyonculuğu yapılır. İlçe merkezi deniz kıyısında, Antalya-Mersin karayolu üzerindedir. En önemli tarihi eseri olan Alanya kalesi Kanderi burnu üzerindedir. İlçe Kitapçı Ömer Paşa tarafından Antalya'nın Elmalı ilçesinde yaptırılan Ömerpaşa Camii. Alanya Selimiye Camii. Selçuklu sultanı Alaeddın Keykubad tarafından yaptırılan Alanya ilçesindel,! K~zı! Kule. ANTALYA 1471 'de Fatih Sultan Mehmet devrinde, Gedik Ahmed Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Selçuklu sultanlarının kışlık başkenti olan ilçeye, Alanya kalesini yaptıran Aliieddin Keykubad'a iziifeten "Aliiiye" ismi verilmiş, daha sonra bu isim Alanya halini almıştır. İl merkezine 148 km mesafededir. İlçe belediyesi 1872'de kurulmuştur. Elmah: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 35.324 olup, 12.384'ü ilçe merkezinde 22.940'ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 31, Akçay bucağına bağlı ıo, Gölova bucağına bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 1594 km2 olup, nüfus yoğunluğu 22'dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güneybatısındaki Akdağ, güneyinde Susuz ve Kohu dağları, doğusunda Beydağları yer alır. Bu dağların ortasında Elmalı Ovası yer alır. Bu ovada Karagül sazlığı ve Avlan Gölü vardır. Dağlar ormanıada kaplıdır. Ormanıarda Katranağacı olarak bilinen Lübnan sediri yaygındır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, nohut, şekerpancarı olup, az miktarda: yulaf, fasulye ve ayçiçeği de yetiştirilir. Meyvecilik gelişmiş olup, en çok üretilen meyve elmadır. Hayvancılık ekonomik açıdan önemlidir. En çok kıl keçisi, koyun ve inek beslenir. İlçe merkezi Elmalı Dağının güney eteklerinde kurulmuştur. Korkuteli-Pinike yolu ilçe, merkezinin doğu kıyısından geçer. İl merkezine 127 km mesafededir. Eski ismi Alimola'dır. İlçe belediyesi 1904' de kurulmuştur. Finike: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 34.576 olup, 6.700'ü ilçe merkezinde 27.876'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 655 km2 olup, nüfus yoğunluğu 53 'tür. İlçe toprakları kıyıda yer alan ova ile bunun gerisinde yükselen dağlardan müteşekkildir. Kuzeyinde Kohu Dağı, kuzeydoğu ve doğuda Beydağları, orta kesimde Alacadağ yer alır. Alacadağın etekleri ormanıada kaplıdır. Finike Ovası, küçük akarsuların taşıdığı alüvyonlu toprakların birikmesi ile meydana gelmiştir. Ovayı Başgöz ile Alakır çayları sular. Ekonomisi tarıma dayalıdır. En çok turunçgil ve sebze yetiştiriciliği yapılır. İlçe portakalı ile meşhurdur. Seracılık çok gelişmiştir. Ayrıca az miktarda buğday, arpa ve elma yetiştirilir. Finike Körfezi kıyıları turizm yönünde gelişmektedir. İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. Antalya-Fethiye sahil yolu ilçeden geçer. İl merkezine 111 km uzaklıktadır. İlçe belediyesi 1918' de kurulmuştur. Gazipaşa: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 40.840 olup, lJ.697'si ilçe merkezinde 27.143'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 38 Yeni Rehber Ansiklopedisi 205 Antalya surlarının güney batısında,denize yakın Hıdıriık Kulesi. Osmanlı Sultanı ikinci B8"0Z'10 Hanm oğlu Şehzade Korkut tarafından kilise Kesik Minare camii. Eser Korkut Camii, Cihannüma Camii, Camii Kebir ve Cumanun Camii olarak da bilinir. Yeni Rehber Ansiklopedisi 206 köyü vardır. Yüzölçümü 931 km2 olup, nüf~fyoğunluğu44'dür. ,,' ,', ,. ,'. ,'Y'_ İlçe toprakları Taşeliplatosı.ınuııgü~~)\inde yer alır. Kıyıda küçük birovaVehemet1ark~ş.lt)dan yükselen dağlık alan veplatolardan meydana gelir. Dağlar ormanlarla kaplı olup, yüksel<-dlİ~lükler ise step görünümündedir.Ova, akarsuların taşıdığı alüvyonlu toprakların kıyıdakibirkoyu doldurması ile meydana gelmiştir. Ekonomisi tarıma dayalıdır. 'Başlıcatarım ürünleri muz, turfanda sebze, pamuk, turunçgiller, yer fıstığı, üzüm ve elmadır. İç kesimlerde hayvancılık ve ormancılıkbaşlıca ekonomik uğraştır. Kıyı kesiminde, küçükçapta yapılan balıkçılık ve turizmgeçim kaynaklarındandır. İlçe topraklarında bazit ve kuvarsit yatakları vardır. İlçe merkezi deniz kıyısında Antalya-Mersin karayolu üzerinde kurulmuştur. İl merkezine 179 km mesafededir. Eski ismi Selinit'dir.1921'de ilçe olan Gazipaşa, 1926' da bucak haline getirildi ise de 1948'de tekrar ilçe yapıldı. Tarihi ve tabii güzellikleri bakımından zengin bir ilçedir. İlçe belediyesi 1948' de kurulmuştur. Gündoğmuş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 20.409 olup, 4.554'ü ilçe merkezinde 15.855'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14, Güzelbağ bucağına bağlı ll, Köprülü bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölçümü 1323 km2 olup, nüfus yoğunluğu 15'tir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzey, kuzeydoğu ve doğusunda Batı Torosların kolu olan Geyik Dağları yer alır. Bu dağlardan kaynaklanan Alara çayı vadisinde yer yer düzlükler vardır. ' Dağlar ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarımürünü buğdayolup, ayrıca az miktarda arpa, antepfıstığı elma, pamuk, baklagil ve turunçgil yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. En çok kıl keçisi ve koyun beslenir. Toros yaylalarında Meracılıkyöntemiyle yapılan hayvancılıktan peynir, süt, tereyağ, kıl ve deri elde edilir. El san' at- larından kilim, heybe, çadır ve çuval dokumacılığı yapılır. İlçe topraklarında aliminyum, barit ve zımparataşı yatakları vardır. Büyük bir köy görünümünde olan ilçe il merkezine 139 km mesafededir. Eski ismi Eksere olup, Akseki ilçesine bağlı bir köy idi. 1936'da ismi Gündoğmuş olarak değiştirildi ve ilçe merkezi haline getirildi. Belediyesi 1936' da kurulmuştur. İbradı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 17. 126 olup, 4.215'i ilçe merkezinde 12.9ll'i köylerde yaşamaktadır. Manavgat'ın bazı köylerini de sınırları içinde alarak 1990'da ilçe oldu. Eski ismi Aydınkent'tir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Şeytan Dağı yer alır. Manavgat çayı ilçe toprakla- Alanya-Konya karayolu üzerinde Selçuklular devrinde yaptırılmışolan Alara Hanın günümüze ulaşan kalıntıları. Antalya-Alanya karayolu üzerinde, Alara çayı yanında bir tepenin üzerinde kurulmuş olan Alara Kalesi. rını sular. Dağlar ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Tarıma müsait alanlar azdır..Tereyağı, bal, peynir, üzüm, incir başlıca gelir kaynağıdır. Ormancılık ve el sanatlan gelişmiştir. İlçe merkezi Şeytan dağı eteklerinde kurulmuştur. Kale: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 20.656 olup, 13.793'ü ilçe merkezinde 6.863'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9 köyü vardır. Teke yarımadasının güney bölümünde yer alan ilçe topraklarının kuzeyinde Beydağları yer alır. Selçuklu devri şaheserlerinden, 1238'de yapılmış Antalya'nın sembolü olan Yivli Minare. Dar olan kıyı kesiminde ise Derme Ovası yer alır. Derme Ovası, Derme çayının taşıdığı alüvyonlu toprakların birikmesi ile meydana gemiştir. İlçe topraklarının diğer kısımları genelde platoluktur. Dağlar gür ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri portakal, elma ve buğdaydır. Seracılık yaygın şekilde yapılmaktadır. Dağ köylerinde ormancılık başlıca gelir kaynağıdır. İlçe merkezi, Derme çayının denize karıştığı yerde kurulmuştur. Antalya-Muğla karayolu ilçe Yeni Rehber Ansiklopedisi 207 Antalya'nın Kaş ilçesi. merkezinden geçer. Kaş ilçesine bağlı bir bucakken, 19 Haziran 1987'de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu. Kaş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 40.469 olup, 4560'ı ilçe merkezinde 35.909'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 33, Kalkan bucağına bağlı 16 köyü vardır. Teke Yarımadasının güney bölümünde yer alan ilçe topraklarının, kuzeybatısında Akdağ Muğla ile tabii sınırı çizer. Dar olan kıyı kesimin batısında Eşen Ovası yer alır. Eşen Ovası ise Kocaçayın (Eşen çayı) taşıdığı alüvyonlu toprakların birikmesi ile meydana gelmiştir. İlçetopraklarının diğer bölümleri genelde akarsularla engebelenen birplatodur. Dağlar kızılçam, sedir, ardıç ve karaçam ormanıarı ile kaplıdır. Ekonomisi tarım ve turizme dayanır. Başlıca tarım ürünleri portakal, elma, buğdayolup ayrıca arpa, ciğit ve pamuk da yetiştirilir. Kıyı kesimlerde seracılık yaygındır. Dağ köylerinde ormancılık önemli geçim kaynağıdır. İlçe yat turizmi bakımından önemli kıyılarımızdan olup, Kalhan'da bir yat limanı vardır. İlçe merkezi Teke Yanmadasının güneyinde bir koyun kıyısında kurulmuştur. Eskiden ilçe merkezi Demre çayı vadisindeki Kasaba ovasının kıyısındaydı. Andifli ise, Kaş kasabasının limanı idi. Cumhuriyetten sonra iskele önem kazanınca ilçe merkezi buraya taşınarak, Andifli'nin ismi Kaş olarak değiştirildi. İl merkezine 189 km mesafededir. İlçe belediyesi 1923 'te kurulmuştur. Kemer: 1990 sayımına göre toplam nüfus 23.268 olup, 8449'u ilçe merkezinde 14.819'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 8 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batısında Tahtalı dağı yer alır. Dar kıyı düzlüğünün hemen Yeni Rehber Ansiklopedisi 208 ardından dağlar yükselir. Dağlar gür ormanıada kaplıdır. Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, turunçgiller, baklagiller, pamuk, susamdır. Seracılık yaygındır. Dağlık bölgelerde ormancılık ve küçük baş hayvancılığı yapılır. İlçe merkezi deniz kıyısında Muğla Antalya karayolu üzerinde kurulmuştur. Merkez ilçeye bağlı bir bucak iken 19 Haziran 1987' de 3392 sayılı kanunla ilçe haline getirildi. Korkuteli: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 46.115 olup, 13.381'i ilçe merkezinde 32.734'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 27, Bozara bucağına bağlı 10, Kızılendağ bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 2471 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19'dur. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batısında Akdağ ve Elmalı dağı, doğusunda ise Beydağ yer alır. Bu dağlar arasında Korkuteli ovası ve Bozova yer alır. Ovaları, Korkuteli çayı ve Bingeçit dereleri sular. Korkuteli çayı üzerinde sulama amaçlı bir göl vardır. Dağlar ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, elma, şekerpancarı, nohut, ayçiçeğidir, Tarıma müsait olmayan bölgelerde kılkeçisi ve koyun, beslenir. Yem fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur. İlçe merkezi Korkuteli çayının kıyısında kurulmuştur. Antalya'yı İzmir'e bağlayan en kısa yöl İlçe merkezinden geçer. İl merkezine 67 km mesafededir. İsmini Osmanlı hanedanındanŞehzade Korkut Sultan'dan alır. Deniz seviyesinden 1020 m yüksekliktedir. İlçe belediyesi 1914 'te kurulmuştur. Kumluca: 1990 sayımınagöre toplam nufusu 44.834 olup, 17.166'sı ilçe merkezinde 27.668'i ANTALYA köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 18, Altınkayabucağına bağlı 6 köyü vardır. Yüzölçümü 1253 km2 olup, nüfus yoğunluğu 36'dır. İlçe toprakları dağlıktır. Akdeniz'e dar bir kıyısı vardır. Kuzeyinde Beydağları, doğusunda Tahtalı dağı yer alır. Dağlardan kaynaklanal) suları Alakır çayı toplar. Bu akarsuyun topladığı alivyonlardan meydana gelen Finike Ovasının doğu bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Alakır çayı üzerinde sel taşkınlarını önlemek için bir baraj kurulmuştur. . Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri portakal, buğday, elma, arpa ve limon olup, ayrıca az miktarda yer fıstığı, ciğit ve pamuk yetiştirilk Seracılık gelişmiştir. Yüksek kesimlerdeküçük baş hayvan besiciliği yapılır. İlçe merkezi Antalya-Muğla karayolu üzerinde kl1rulnıuştur~ İl merkezine 93 km mesafededir. Sarıkavak isimli bir köy iken, 1858; de Iğdırmagardıc ismi ile nahiye oıdu. 1958'de Kumluca adıyla ilçe oldu. İlçe belediyesi 1958'de kurulmuştur. Manavgat: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 115.731 olup, 38.498'i ilçe merkezinde, 77.233'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 58, Beşkonak bucağına bağlı 9, Taşağıl bucağına bağlı 14 köyü vardır. yüzölçümü·.2283 km2 olupınüfus yoğunluğu 51' dir. İlçe toprakları dağlık olup, Batı Toroslara bağlı dağlar yer alır. Kuzeyindeki Dumanlı Dağı en Antalya iSkelesinde yer alan iskele Camii. yüksek noktasıdır (2405 m). .Bu dağlar arasında derin bir vadide Köprü Suyu akar. Diğer önemli akarsuyu Manavgat çayı olup, bu çay üzerinde elektrik üretmek için Oyma pınar barajı kurulmuştur. Akdeniz kıyısında ise dar düzlük alanlar vardır. Ekonomisi, tarım ve turizmedayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, ciğit, pamuk, turunçgiller, yulaf ve arpa olup, ayrıca az miktarda yer fıstığ, ve elma yetiştirilir. Seracılık gelişmiştir. Tabii güzelliği ve zeygin tarihi eserleri ile ilgi çeken ilçeye, yerli yabancı çok sayıda turistin gelmesi turizmi geliştirmiş ve önemli gelir kaynağı haline getirmiştir. İlçe merkezi Mersin-Antalya karayolu üzerinde ve deniz kıyısında yer alır. İl merkezine 78 km mesafededir. İlçebelediyesi 1913'de kurulmuştur. Serik: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 84.755 olup, 23.106'sı ilçe merkezinde, 61.649'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 42, Gebiz bucağına bağlı 18 köyü vardır. Yüzölçümü 1353 km2 olup, nüfus yoğunluğu 63'tür. Güney bölümü hariç ilçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Kuyucak dağı yer alır. Dağlar kızılçam, sedir ve karaçam ormanları ile kaplıdır. Dağlarda hayvancılık açısından önem taşıyan yaylalar vardır. Aksu çayı ve Köprü Suyu ilçe topraklarını sular. Güneyinde verimli düzlükler vardır. İlçe ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri ciğit, buğday, pamuk, yulaf, arpa, portakal limondur. Seracılık gelişmiştir. Dağlık bölgelerde kıl keçisi ve koyun beslenir. Turizm gelirleri ekonomide önemli yer tutar. Deniz kıyısında bazı turistik tesisler vardır. İlçe merkezi Mersin-Antalya karayolu üzerinde deniz kıyısında yer alır.İl merkezine 33 km mesafededir. İlçe belediyesi 1926' da kurulmuştur. Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri Antalya tarihi eserler bakımından çok zengindir. Bu tarihi eserler eski devirler, Selçuklu ve Osmanlı eserleri olarak sınıflandırılır. Alanya Kalesi: Kale mimarisinin birşaheseridir. Deniz kıyısında bir kartal yuvasını andınr. Eskidevirlerden kalma bir kalenin yerinde Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad yaptırmıştır. Bu yüzden Alaiye Kalesi adıyla da anılır. 1955'de tamir gören kalenin içinde bir cami, bir bedesten, Akşebe Sultan Tekkesi, Aya Yorgi Kilisesi ve tepenin en yüksek kısmında bir saray bulunmaktadır. Alara Kalesi: Antalya-Alanya yolu üzerinde, Alara çayı yanında tek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kıyıdan 10 km kadar içeridedir. Kızıl Kule: 1225'de Selçuklu Sultanı Alaed- Yeni Rehber Ansiklopedisi 209 ANTALYA din Keykubi'id kale burcu olarak yaptırmıştır. Sanat değerl çok yüksektir. Sinop Kalesini yapan mimar Kettari Reha oğlu Ebi Ali tarafından yapılmıştır. Alanya'da olan kule beş katlıdır. Her yönü 12,5 m olarak 8 köşelidir. İki katı kırmızımtraktaştan, diğer katlar kırmızı tuğladan yapılmıştır. Her yüzde gözetlerne yeri, mazgallar, zift ve haşlama delikleri vardır. Yivli Minare Camii: 1238'de yaptırılmıştır. Selçuklu devrinin bir şaheseridir. Antalya'nu} sembolüdür. Minarenin alt kısmı taştan ve kare şeklindedir. Üst kısmı yuvarlak ve yivli olup, tuğladan yapılmıştır. Caminin üst kısmı mavi çinilerle kaplıdır. Caminin yanında mevlevihane, medrese ve iki türbe ile bir külliye vardır. Cami, etnoğrafya müzesi olarak kullanılmaktadır. Ahı Yusuf Mescidi: 1249'da Ahi Yusuf adına yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan mescid, kare biçimindedir. Mescidin yanında Ahi YUsuf'un türbesi vardır. Bali Bey Camii: Sultan İkinci Bayezid devri vezirlerinden Bali Bey tarafından yaptırılmıştır. Sekizgen kasnak üzerinde büyük bir kubbesi vardır. Korkut Camii: Kesik Minare, Cumanun Camii, Cihannüma Camii ve Cami-i Kebir de denilir. Beşinci asırda Panaghia Kilisesi olarak yapılmıştır. Sultan İkinci Bayezid'in oğlu Sultan Korkut tarafından camiye çevrilmiştir. 1869'da bir yangın sonucu yıkılmıştır. Mehmed Paşa Camİİ:1593-1607 tarihleri arasında Tekeli Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Duvarlar küfeki taşındandır. Üç kapısı vardır. 1866 ve 1926 yıllarında iki defa tamir görmüştür. Emir Bedreddin Camii: Selçuklu devrine ait ahşap bir camidir. Andızlı Camii de denir. Alanya'dadır. Müsellim Camii: 1796' da Hacı Osmanoğlu Hacı Mehmed Ağa tarafından yaptırılmıştır. CAminin dış pencere alınlıkları ile içte kubbe kasnağına kadar olan bölüm mavi-beyaz Kütahya çinileriyle,mihrabı yeşil sırlı çinilerle kaplıdır. Murad Paşa Camii: 1570'te Kuyucu Muract Paşa tarafından yaptırılmıştır. Minaresi iki şerefelidir. Yan duvarları İznik çinileriyle süslüdür. Ömer Paşa C.amii: Elmalı ilçesindedir. Kitapçı Ömer Paşa tarafından 1 ~08' de yaptırılmıştır. 1870 ve 1955'te tamir görm~tür. . Kale Camii: Alanya'da Sultan Alaeddin Keykubi'id zamanında yapılmıştır. 1530-1566 seneleri arasında eski temeller üzerinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden yapıldığı için Sultan Süleyman Camii ismi ile de anılır. Karatay Medresesi: 1250'de Celaleddin Karatay tarafından yaptırılmıştır. Yapı, mihrabı sebebiyle Karatay Camii ayrıca Darussüleha isimleri ile de anılır. Ulu Cami Medresesi: Kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Halk arasında imaret olarak bilinir. Atabey Armağan Medresesi: 1239' da Atabey Armağan tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde sactece girişin alt bölümü kalmıştır. Emir Sinamiddın Medresesi: 1319'da Hamidoğullarından Emir Sinaneddin tarafından Korkuteli yakınlarında yaptırılmıştır. Kesme taştan ve iki katlıdır. ŞadırvanIı Medrese: Elmalı'da olup,ün dokuzuncu asır başlarında yapılmıştır. Günümüzde kütüphaneolarak kullanılmaktadır. Evdir Han: Korkuteli yakınında, Selçuklu Sultanı Birinci İzzeddin Keykflvus tarafından yaptırılmıştır" Alara Han: Alanya-Konya karayolu üzerinde Selçuklu devrinin en güzel kervansaray1arındandır. 1231 'de Alaeddin Keykubi'id tarafından yaptırılmıştır. Kırkgöz Han: Sultan İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmıştır. Antalya-Burdur yolu üzerindedir. Şaropsa Han: .Antalya-Alanya yolu üzerindedir. Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yaptırılmıştır. Zengin süslemeleri olmayan bir yapıdır. Deniz Feneri: Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın 1 720'de yaptırdığı bu fener Alanya'da bir tepe üzerindedir. Akdeniz'deki gemilere uzun seneler yol göstermiştir. Tekelioğlu Kütüphanesi: Tarihi bir eser olup, içinde çok kıymetli el yazması eserler vardır. Bedesten: Selçuklu tıığlasıyla yapılmıştır. Alanya Kalesi 'nin malzemedeposu olarak kullanılmıştır. 38x36l11etreebadında bir avluya bakan 26 oda vardır. Selçuklu Tersanesi: Alanya' dadır. Selçuklular tarafından gemi inşaası için yapılmıştır. Beş büyük gözıüdür. 700 senelik olmasına rağmen kale içinde büyük yelkenli gemiler yapılmaktadır. Antalya Bölge Müzesi: 1923'te kurulmuş ve 1972' de yeni binasına taşınmıştır. Tarih ve tarih öncesi devirlere aİt kıymetli eserlerle doludur. Kara İn: Yağça köyündedir. 1894 senesinden bu yana yapılan araştırmalara göre eski devirleri aydınlatan, bunun gibi zengin bir mağara, dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Burada 50 bin sene öncesine ait eşyaıar bulunmuştur. Perge: Antalya yakınındadır. M.Ö. 7. asırda kurulmuş eski bir şehirdir. Stadyum ile tiyatrosu oldukça büyüktür. Stadyumu 27.000 kişiliktir. Perge'nin tarihte önemli bir yeri vardır. Ticaret yolu üzerinde idi. 1207'de Selçuklu Sultanı Birinci Gıyaseddin Keyhüsrev feth etmiştir. Yeni Rehber Ansiklopedisi 211 ANTALYA Aspendos (Belkıs): Antalya'nın 48 km doğusundadır. Roma İmparatoru Antonius tarafından M.Ö. ikinci asırda yaptırılan 20.000 kişilik tiyatrosu meşhurdur. Dünyada, günümüze kadar en iyi korunmuş tiyatrodur. O zamanlar bir sahil şehri idi. Bu tiyatroya Belkıs (Balkız) Tiyatrosu da denir. Su kemerleri ve binaları dikkat çekicidir. Side: M.Ö. 7. as ra aitbir şehirdir. 20.000 kişilik tiyatrosu, pazarı (agora) ve çeşitli heykelleri meşhurdur. Side kelimesinar manasına gelir. Resim ve figürlerde nar resmine çok rastlanır. Eski Yunanca'da side (nar) kelimesi yoktur. Side şehrini eski Yunanlılardan önceki kavimler kurmuştur. Side müzesinde çok sayıda tarihi eser vardır. Şehrin giriş kapısı bulunmuştur. Surlar yıkıktır, ana cadde kalıntıları ve antik çağa ait iki ev ortaya çıkarılmıştır. Evler avlu etrafında ve zeminleri mermer döşelidir. Avlu ortasında samıç, kuyu ve havuz vardır. Side tiyatrosu Silyon, Perge ve Aspendos gibi yamaçlarda olmayan düz arazide kurulmuştur. Termessos: Halen, Roma İmparatorluğu ve Bizans devrine ait kalıntılar ve tiyatrosu vardır. Hadrianus Kapısı: Roma İmparatoru Hadrianus 'un -Antalyaziyaretinin harırası olarak yapılmıştır. Mermerden yapılmış bir kapı olup şehir merkezindedir. Altınkaya: Bu ilçede antik çağa ait 1500 kişilik tiyatro vardır. SilIion Harabeleri: Serik ilçesindedir. EIge (Zerk) Harabeleri: Serikte'dir. Dağ şehridir. Surları, stadyumu, tiyatro, tapınak ve su yolları ile mağaraları meşhurdur. Termessos (Günük): Gizli dağ yolları, dehlizIer, 4200 kişilik tiyatro ve heykelleri meşhurdur. Anvi Harabeleri: M.Ö. 9. asırda yaşayanların kalıntılarıdır. Hıdırlık Kulesi: Romalılar tarafından "ışık kulesi" olarak yapılmıştır. 14 metre olup iki katlıdır. Demre (Myra): Demre çayı kenarındadır. M.Ö. 5. asırda kurulmuş olup bazı kalıntıları bulunmuştur. Bağyaka (Limira): M.Ö. 7. asırda kurulmuş bir Lidya şehridir. Kınık (Ksantos): Kaş ilçesi yakınlarındadır. M.Ö.7. asra ait bir şehir kalıntısıdır. Noel Baba: Hıristiyanlarca tanınan ve "Noel Baba" olarak isim yapan Saint Nicolas'ın Kaş'ın Gelemiş köyünde doğduğu, hatta yaşadığı kesin değildir. Bu hıristiyan din adamının, bu ilçede heykelinin dikilmesi hıristiyan emperyalizmine malzeme olmuştur. Çok sayıda hıristiyan Noel Baba'nın efsane olduğuna inanır. Akseki'deki tarihi kalıntılar: Antik çağa ait şehirler, kale ve burçlar. ile köprü ayaklarıdır. Yeni Rehber Ansiklopedisi 212 Turistik yerleri: Antalya, Türkiye'nin ve dünyanın sayılı turizm merkezlerinden biridir. İklimi, lezzetli ve her mevsimde bulunan meyve ve sebzeleri, sahil ve ormanıarının şahiine güzelliği, sahillerinde denize girilirken aynı anda dağlarında kış sporları yapılabilmesi ile turizme çok müsaittir. Kaş'tan Gazipaşa'yakadar olan sahil şeridi turistik te'sislerle doludur. Kaplıcalar ve içmeler: Demre içmesi: Kükürtlü olup mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir. Korkuteli içmesi: Çeşitli hastalıklara karşı şifalı bir sudur. Sarı Su içmesi: Ilıca köyündedir. Karaciğer, mide, bağırsak ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir. Sınat Deresi Kaplıcası: 25 derecelik sıcaklıkta bir sudur. Çeşitli hastalıklara faydalıdır. Ilıca köyünün yakınlarındadır. Milli parkıar: Tabii güzelliklerin yaşaması için bazı yerler milli park olarak korunmaktadır. Köprnlü Kanyon Milli Parkı 14 km uzunluğunda ve 100 m genişliğindedir. Bey Dağları Milli Parkı, Sahil Milli Parkı ve Terrnesses Milli Parkının tabii ve tarihi zenginliklerimuhafaza altına alınmıştır. Türkiye 'nin en büyük parkı 170 bin metrekare olarak Antalya' da yapılmaktadır. Ulaş Dinlenme Parkı piknik için çok müsaittir. Mağaralar: Antalya mağaralar bakımından çok zengin bir ilirnizdir. ABD ve Yugoslavya mağara turizmi ile büyük gelir sağlamaktadır. Türkiye dünyada en çok mağaraya sahip olan ülkedir. 40 bin mağaranın ancak 20 bini tesbit edilmiştir. Diğerlerine henüz ulaşılamamıştır. Antalya;da 20 mağara vardır. Antalya mağaraları içinde göller, nehirler, uçurumlar, gözsüz balıklar, yarasalar ve çeşitli hayvanlar mevcuttur. Bazı mağaraların havası, bazısının çamuru veya suyu şifalıdır. Dolayısiyle çeşitli hastalıklara iyi gelmektedir. Damlataş Mağarası: Sarkıtları bir hiirika olan Damlataş Mağarası, Alanya'dadır ve astım hastalığına iyi gelmektedir. Antalya Mağarası: Alanya yakınındadır. İçinde kayıkla gezilir. Bir deniz mağarası olan bu fosforlu mağar.a, gün~§. ışınlarının yansıması ile çok güzel manzaralıdııj Düdencik Magarası: Akseki'dedir. Türkiye'nin en derin mağarasıdır. Uzunluğu 60 metredir. Yoldağı Mağarası: Kalkan'dadır. 54 mağaradan meydana gelir. Diğer mağaralar: Sakalsultan, Demirciler, Yalancı Dünya, Dumanlı, Kada İni, Öküz İni, Beldibi, Yoldağı ve Korsanlar mağaralarıdır. Bazılarındaçok eski çağlara ait izler vardır.

güzelbağ web sitesine hoş geldiniz

GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

güzelbağ web sitesine hoş geldiniz

GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

ALANYA .GÜZELBAĞ. ALARA GÜNDOGMUŞ UN FETHİ

Alanya'nın Fethi Meselesi; Bir Tespit;Güzelbağ alanya ve gündogmuş un fethi
Kenan BİLİCİ*
Bilindiği üzere, Alanya'nın fethi, öteden beri pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir; fethin tarihi ve bunun devrin siyasi ve askeri tarihi kadar dünya ticareti bakımından da arz ettiği önemin üzerinde sıkça durulmuştur.
Buna karşılık Alanya’nın fetih tarihi hala bir tartışma konusu olduğu gibi, asıl önemlisi fethin nasıl gerçekleştirildiği de bilinmezliğini korumaktadır.
Bilindiği üzere, Alanya'nın fetih tarihi konusunda 1221 ve 1223 yıllan arasında bir anlaşmazlık vardır. Buna karşılık 13.yüzyıl kaynağı İbni Bibi'deki bilgiler, bu konuda fikir verebilir.
I. Alaeddin Keykubad, tahta geçtikten soma ilk olarak Kalonoros kalesini fethetmiş ve hemen akabinde de Konya ve Sivas kalelerinin Devlet Emirlerinin de katkısıyla yaptırılmasını sağlamıştır. Özellikle Konya kalesindeki kitabelerin 1221 yılını verdiklerine bakılırsa, Alanya'nın fethinin de aynı yıl içinde gerçekleştirildiği söylenebilir. Bu durumda, 1220 yılının sonlarına doğru Selçuklu tahtına geçen Keykubad'ın. Alanya'yı kış mevsiminde ve iki aylık bir kuşatmadan soma fethettiği hatırlanacak olursa, bu tarihin, aynı zamanda onun saltanatının birinci yılı olan 1221 kışına tesadüf edeceği açıktır.
Diğer taraftan 1221 tarihini bizi kabule zorlayan bir başka kanıt daha bulunabilir. Bilindiği üzere, Sultan, kendisini tahta çıkmakla birlikte, kendisine muhalif bazı Devlet Emirlerini 6 Haziran 1223'de Kayseri Devlethanesi'nde tutuklatarak idam ettirmiştir. Bu tarihin hemen akabinde Sultanın Alanya'daki sarayına gitmesi, kendi adım verdiği kentin 1223'den önce fethedildiğini de kesin olarak açıklamaktadır.
Öte yandan, Alanya'nın fethi için, Sultan ve ordusunun izlediği sefer yolunun güzergahı bugüne kadar hiçbir araştırmaya konu olmamıştır. Bu konuda, Sultanın Konya'dan hareket ettiği bilinmekte, hatta Antalya Subaşısı Mübarizeddin Ertokuş'un da donanmasıyla kendisine denizden refakat ettiği iddia edilmektedir. Oysa, Selçuklu donanmasının denizden Alanya'nın fethine giriştiği kesinlikle doğrulanmamaktadır. Nitekim kuşatma sırasında da saldırıların sadece kara tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Selçuklu kara ordusu ile donanmasının kıyıdan ve denizden birbirini takip ettiği iddiası abartılı olduğu gibi, bu, her iki ordunun Antalya'dan hareket ettiği anlamına geldiği için de kabul edilemez. Nitekim Alanya'nın fethi, eğer Antalya üzerinden gerçek olsaydı, Antalya ile Alanya arasındaki yol üzerinde bulunan ve stratejik öneme sahip Alara Kalesi'nin de bu esnada fethedilmesi gerekirdi. Oysa bilindiği gibi Alara Kalesi, Alanya'nın fethinden sonra, Sultanın Antalya, dönüşü sırasında fethedilmiştir.
Bu durumda, Alanya'nın fethi için Selçuklu kara ordusunun izlediği sefer yolunun doğal olarak, Alara Kalesi ile Alanya arasındaki bir yerden geçmesi, başka bir deyişle, Alara Kalesi’ni görmeyecek bir şekilde ve onu batıda bırakması gerekir.
İbni Bibi'deki bir kayıt, bu sorunun çözümüne biraz daha yaklaşmamızı sağlayabilir. Buna göre, Sultanın ordusu ''okyanustan daha büyük, derinliğine düşüncenin dahi ulaşamayacağı bir çaydan geçerek'' Kalonoros'a yaklaşmış; bu arada Kalonoros Kalesi'nin "sahibi" Kyr Vart, yolladığı öncü kuvvetlerinin getirdiği haberlerden, Sultanın büyük bir orduyla son kez kanlı cavı da geçtiğini iniş yokuştan hiçbir zarar görmeden kalenin yanına ulaştığını öğrenmiştir.
Burada sözü edilen Kanlı Çay'ın, Fığla Burnu'ndaki Kanlı Dere olması muhtemeldir, görkemiyle İbni Bibi 'yi hayrete düşüren diğer çayın ise Alara çayı olduğu bizce şüphesizdir. Gerek bu iki çay ve gerekse yöredeki antik devirden kalma yollar ve bölgenin topoğrafyası dikkate alınarak, Sultanın izlediği fetih güzergahını tayin etme imkanı bulunabilir.
Buna göre 100 ağır mancınık ve herhalde daha pek çok ağır silahlarla teçhiz edilmiş Selçuklu ordusu. Konya'dan hareketle, muhtemelen Karahöyük üzerinden Bozkır' a ve oradan devamla Geyik ve Karaçal Dağlarını aşarak Susam Beli'ne ulaşmış; devamla Başhan mevkiinden güneye dönerek Gelesandra yaylası üzerinden şimdiki Pembelik köyüne ve oradan da Narağacı civarına gelmiş olmalıdır. Burada, bugün "Kırk Dönmeler" adı verilen ve ihtimal Roma devrine ait eski bir yolu kullanan ordunun, "Demir Kapı Geçidi" üzerinden Gündoğmuş civarındaki "Kemer Köprü" İle Alara Çayı'nı geçip bugünkü Güzelbağ ve nihayet buradan da sahilde şimdiki "Fığla Burnu" civarında "Kanlı Dere" adıyla bilinen su yolunu aşarak, doğuya, Kalonoros Kalesi 'ne yöneldiği söylenebilir.
*Doç. Dr. Kenan Bilici, Ankara Üniversitesi, DTCF, Sanat Tarihi Bölümü-Ankara.

ALANYA .GÜZELBAĞ. ALARA GÜNDOGMUŞ UN FETHİ

Alanya'nın Fethi Meselesi; Bir Tespit;Güzelbağ alanya ve gündogmuş un fethi
Kenan BİLİCİ*
Bilindiği üzere, Alanya'nın fethi, öteden beri pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir; fethin tarihi ve bunun devrin siyasi ve askeri tarihi kadar dünya ticareti bakımından da arz ettiği önemin üzerinde sıkça durulmuştur.
Buna karşılık Alanya’nın fetih tarihi hala bir tartışma konusu olduğu gibi, asıl önemlisi fethin nasıl gerçekleştirildiği de bilinmezliğini korumaktadır.
Bilindiği üzere, Alanya'nın fetih tarihi konusunda 1221 ve 1223 yıllan arasında bir anlaşmazlık vardır. Buna karşılık 13.yüzyıl kaynağı İbni Bibi'deki bilgiler, bu konuda fikir verebilir.
I. Alaeddin Keykubad, tahta geçtikten soma ilk olarak Kalonoros kalesini fethetmiş ve hemen akabinde de Konya ve Sivas kalelerinin Devlet Emirlerinin de katkısıyla yaptırılmasını sağlamıştır. Özellikle Konya kalesindeki kitabelerin 1221 yılını verdiklerine bakılırsa, Alanya'nın fethinin de aynı yıl içinde gerçekleştirildiği söylenebilir. Bu durumda, 1220 yılının sonlarına doğru Selçuklu tahtına geçen Keykubad'ın. Alanya'yı kış mevsiminde ve iki aylık bir kuşatmadan soma fethettiği hatırlanacak olursa, bu tarihin, aynı zamanda onun saltanatının birinci yılı olan 1221 kışına tesadüf edeceği açıktır.
Diğer taraftan 1221 tarihini bizi kabule zorlayan bir başka kanıt daha bulunabilir. Bilindiği üzere, Sultan, kendisini tahta çıkmakla birlikte, kendisine muhalif bazı Devlet Emirlerini 6 Haziran 1223'de Kayseri Devlethanesi'nde tutuklatarak idam ettirmiştir. Bu tarihin hemen akabinde Sultanın Alanya'daki sarayına gitmesi, kendi adım verdiği kentin 1223'den önce fethedildiğini de kesin olarak açıklamaktadır.
Öte yandan, Alanya'nın fethi için, Sultan ve ordusunun izlediği sefer yolunun güzergahı bugüne kadar hiçbir araştırmaya konu olmamıştır. Bu konuda, Sultanın Konya'dan hareket ettiği bilinmekte, hatta Antalya Subaşısı Mübarizeddin Ertokuş'un da donanmasıyla kendisine denizden refakat ettiği iddia edilmektedir. Oysa, Selçuklu donanmasının denizden Alanya'nın fethine giriştiği kesinlikle doğrulanmamaktadır. Nitekim kuşatma sırasında da saldırıların sadece kara tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Selçuklu kara ordusu ile donanmasının kıyıdan ve denizden birbirini takip ettiği iddiası abartılı olduğu gibi, bu, her iki ordunun Antalya'dan hareket ettiği anlamına geldiği için de kabul edilemez. Nitekim Alanya'nın fethi, eğer Antalya üzerinden gerçek olsaydı, Antalya ile Alanya arasındaki yol üzerinde bulunan ve stratejik öneme sahip Alara Kalesi'nin de bu esnada fethedilmesi gerekirdi. Oysa bilindiği gibi Alara Kalesi, Alanya'nın fethinden sonra, Sultanın Antalya, dönüşü sırasında fethedilmiştir.
Bu durumda, Alanya'nın fethi için Selçuklu kara ordusunun izlediği sefer yolunun doğal olarak, Alara Kalesi ile Alanya arasındaki bir yerden geçmesi, başka bir deyişle, Alara Kalesi’ni görmeyecek bir şekilde ve onu batıda bırakması gerekir.
İbni Bibi'deki bir kayıt, bu sorunun çözümüne biraz daha yaklaşmamızı sağlayabilir. Buna göre, Sultanın ordusu ''okyanustan daha büyük, derinliğine düşüncenin dahi ulaşamayacağı bir çaydan geçerek'' Kalonoros'a yaklaşmış; bu arada Kalonoros Kalesi'nin "sahibi" Kyr Vart, yolladığı öncü kuvvetlerinin getirdiği haberlerden, Sultanın büyük bir orduyla son kez kanlı cavı da geçtiğini iniş yokuştan hiçbir zarar görmeden kalenin yanına ulaştığını öğrenmiştir.
Burada sözü edilen Kanlı Çay'ın, Fığla Burnu'ndaki Kanlı Dere olması muhtemeldir, görkemiyle İbni Bibi 'yi hayrete düşüren diğer çayın ise Alara çayı olduğu bizce şüphesizdir. Gerek bu iki çay ve gerekse yöredeki antik devirden kalma yollar ve bölgenin topoğrafyası dikkate alınarak, Sultanın izlediği fetih güzergahını tayin etme imkanı bulunabilir.
Buna göre 100 ağır mancınık ve herhalde daha pek çok ağır silahlarla teçhiz edilmiş Selçuklu ordusu. Konya'dan hareketle, muhtemelen Karahöyük üzerinden Bozkır' a ve oradan devamla Geyik ve Karaçal Dağlarını aşarak Susam Beli'ne ulaşmış; devamla Başhan mevkiinden güneye dönerek Gelesandra yaylası üzerinden şimdiki Pembelik köyüne ve oradan da Narağacı civarına gelmiş olmalıdır. Burada, bugün "Kırk Dönmeler" adı verilen ve ihtimal Roma devrine ait eski bir yolu kullanan ordunun, "Demir Kapı Geçidi" üzerinden Gündoğmuş civarındaki "Kemer Köprü" İle Alara Çayı'nı geçip bugünkü Güzelbağ ve nihayet buradan da sahilde şimdiki "Fığla Burnu" civarında "Kanlı Dere" adıyla bilinen su yolunu aşarak, doğuya, Kalonoros Kalesi 'ne yöneldiği söylenebilir.
*Doç. Dr. Kenan Bilici, Ankara Üniversitesi, DTCF, Sanat Tarihi Bölümü-Ankara.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

GÜZELBAĞ WEB SİTESİNE HOŞ GEŞDİNİZ

GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

GÜZELBAĞ WEB SİTESİNE HOŞ GEŞDİNİZ

GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.
GÜZELBAĞ KASABASI WEP SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ .
GÜZELBAĞ LA İLGİLİ RESİM VE HABER LERLE GÜNCEL TUTMAYA
ÇALIŞACAGIM .SİZLERİNDE KATKISINI BEKLİYORUM.
AHMET AYGÜN .TLF:05376234507- E.POSTA::guzelbag_alanya@hotmail.com.

28 Nisan 2007 Cumartesi

YEMEK YAPMAK KONUSUNDA SİZE DOST SİTELER

Yemek ile ilgili bilgiye ihtiyacınız oldugunda size yardımcı bir site yerli yabancı mutfak her konuda size yardımcı bir site:: http://yemekyapma.spaces.live.com/
Ayrıca size tavsiye edebilecegim:yemekle ilgili siteler

yine bilgi almak isteyen ler:: cook_alanya@hotmail.com/
a emeil. yollayabilirler

YEMEK YAPMAK KONUSUNDA SİZE DOST SİTELER

Yemek ile ilgili bilgiye ihtiyacınız oldugunda size yardımcı bir site yerli yabancı mutfak her konuda size yardımcı bir site:: http://yemekyapma.spaces.live.com/
Ayrıca size tavsiye edebilecegim:yemekle ilgili siteler

yine bilgi almak isteyen ler:: cook_alanya@hotmail.com/
a emeil. yollayabilirler

Güzelbag mantar zamanı mantar resim ve örencik yaşar ın oglu ahmet aygün



Gokbögetten gündogmuş a bir bakış








güzelbag mantar resimleri. ve AHMET AYGÜN ün üni
formalı fotografı bulunmaktadır

Güzelbag mantar zamanı mantar resim ve örencik yaşar ın oglu ahmet aygün



Gokbögetten gündogmuş a bir bakış








güzelbag mantar resimleri. ve AHMET AYGÜN ün üni
formalı fotografı bulunmaktadır

Gündogmuşlu ali efe nin hikayesi


Gündoğmuşlu Ali Efe
Güneyli Mevlüt, Çay Boğazından bir kızı, ikinci eş olarak ister.Ama kız, Mevlüt’ü rencide edici bir üslupla reddeder. Mevlüt bunu gururuna yediremez, ve bir gece baskınıyla kızı öldürür. Köyün ileri gelenlerinin şikayeti üzerine Devlet, Mevlüt’ü yakalamak için asker gönderir. Mevlüt bir süre başarıyla kaçar. Ama nihayetinde, Ali Köprüsünden geçerken kıstırılır ve yakalanır. Mahkemede hiç yamukluk yapmadan her şeyi dobra dopra anlatır. Neticede tutuklanarak Isparta cezaevine kapatılır. Ali Efey 2le Mevlüt Efe ‘nin ilk karşılaşması bu hapishanede olur. Eksereli Ali Yağır Ahmetoğlu Uzun Hasan (Buğur Ali’sinin amcasının oğlu) ve Karaoğlanoğlu Hasan ile,Ahmet SAYAR’ın babası Hasan Hüseyin ‘e Mülazım Halil Ağa ‘nın kızını kaçırırlar. Eksereli Ali ve arkadaşları bu suçtan dolayı yakalanarak, Isparta cezaevine gönderilirler. O sırada Güneyli Mevlüt Isparta cezaevinde hakimiyetini kurmuştur. Hemşerisi, Ekser eli Ali’ye sahip çıkar. Ona hapishanede rahat bir ortam hazırlar. İki hem şehri, ileride olacaklardan habersiz, samimi bir arkadaşlık kurarlar. Eksereli Ali yanlış bir hesaplamayla vaktinden evvel tahliye edilir. Bir süre sonrada Güneyli Mevlüt hapishaneden kaçmayı başarır. Mevlüt Efe, Akkirseli Süleyman ve Ahmet Efeyle yavaş yavaş düzenlerini kurmuşlardı. Ali Efe, erken tahliye olduğu anlaşılıp aranmaya başlayınca, hapishane arkadaşı Müvlüt’ün yanına kapağı atar. Böylece acılarla, gözyaşlarıyla nihayet bulacak “Efelik” maceraları başlar. Çocukluğunda Ali Efeyi gördüğünü söyleyen Ali MACİT ve sofra oğlunun anlattığına göre Ekser eli Ali, Uzun boylu geniş omuzlu yakışıklı bir yiğitmiş. Yine onların duyumlarına göre gücü kuvveti, atıcılığı,nişancılığı cesareti, Mevlüt den bir parmak ilerdeymiş. Gözünü budaktan sakınmayan, cesurluğu kadar saflığı da meşhur olan bu Anadolu delikanlısını, Mevlüt,baskınlarda devamlı kullanırmış. İki hapishane arkadaşları her ne kadar beraber hareket etse de, Mevlüt Efe içten içe Eksereli Ali ye dış bilermiş. Anlatılanlara göre bu konuda iki yorum var.
Efeler beraberce bir yere ilk gittiklerinde, heybetinden ve hazmet inden dolayı herkes Ali Efe ye, “Mevlüt Efe” yani çete reisi diye hürmet edermiş. Buna benzer olaylar yaşandıkça, Mevlüt’ün Ali’ye olan kini artarmış.
Ali Efenin o günün şartlarında güzel bir karısı varmış. “Kerim Hasan, kızı Zeker Fatma” diye nam salan bu kadına geliş gidiş gördükçe Mevlüt göz koymuş.
Bu rivayetlerin ikisin in’de doğruluk payının olduğunu ilerde göreceğiz.İşin garip tarafı, içinde hiçbir kinlik olmayan Ali Efeleri de devam eder.Mevlüt Efe, yüreklere korku salarak bir ihtişamla davete icabet eder.Efeler izzet-ikram, hürmet ve tazim sınırsızdır.Eskiden düğünlerde güreş yapılırdı. Böyle düğünlerde, değişik yörelerin ve köylerin pehlivanları rekabet ederdi.İşte bu düğünde de sıra güreş müsabakalarına gelmişti.Küçüklerin yaptığı heyecansız güreşlerden sonra birden halk tezahüratla Efeleri meydana çağırdı. Ahali Ali Efe’nin ve Mevlüt Efe’nin pehlivanlık yönünü biliyordu.Mevlüt Efe halkın tezahüratla heyecanlandı. Meydana çıkıp güzel bir peşrev dövdü. Ali Efe2de meydana çıkmıştı,ama peşrevde, Mevlüt’ün gösterdiği mahareti gösteremiyordu.Mevlüt Efe içten içe gülüyordu.Bu fırsatı değerlendirmeli, şu iri kıyın Ekseri’liye haddini bildirmeliydi. Böylece çetedeki otoritesini de sağlamlaştırmış olacaktı.Ali Efe sakin ve vakur adamlarla Mevlüt Efe’nin karşısına geldi. Güreşin başlamasıyla davul zurna sustuğu gibi, nefesler bile tutulmuştu.Mevlüt Efe tecrübeli bir pehlivan olduğunu belli eden estetik hareketler yapıyordu.Ali Efe’yse taarruz değil’de savunma güreşi yapar, gibiydi. Hareketlerini Mevlüt’ün hareketlerine endekslemişti. Mevlüt’ün vurucu oyunlara başladığı bir anda herkesin gözü fal taşı gibi açıldı.Güneyli Mevlüt Eksereli Ali’nin altındaydı.Halk, Mevlüt’e göre daha merhametli ve vicdanlı olan Ali Efe’nin kazanmasına sevinmişti, ama bunu canlarının istediği, içlerinden geldiği gibi alkışlayamamışlardı,bile.Gerçi Ali Efe garip gelmişti, ama bu galibiyet onun aynı zamanda mağlubiyeti olmuştu. Zaten bir sebep arayan Mevlüt, bu olayla Ali Efenin kalemini kırar.Mevlüt Efe’yi Ali Efe’ye kinlendiren bir olay daha vardır. Bu anlatacağım olay düğünden önemi, sonra mı bilmiyorum. Olayı sütçü kızı Fatma ÖZEREN’den dinledim.Efeler, Bozkır’a bağlı Sarı köy’ün zengin ağasının konağını basarlar. Fakat konağın kapısını bir türlü açamazlar. Mevlüt’ü“Ekser eli Ali’yi çağırın der.”Ekser eli Ali gelir ve bir omuz darbesiyle kapıyı açarMevlüt o zaman da Ali’ye husumetle bakar.Ve aynı baskında, konakta ne varsa soyulur.Tam sırada kızanlardan biri; ağanın gelininin başındaki nezbeği alır, ama yere düşürür, kızan nezbeği almak için eğilirken, gelin merhamet dileyen bir ses tonuyla:“Efeler düşeni alımıydı?”der.olayı gören Ali Efe kızandan önce cevabı verir.“Almaz!” der, ve nezbeğin gelinde kalmasını sağlar.Mevlüt Efe bu olayı da görmüş, Reis kendisi olduğu halde karara itiraz etmemiştir.Senir düğününde araya soğukluk girdiği zamanlarda, seferberlik ilan edilir. Mevlüt Efe’de devletle arayı düzeltmiş, maaş karşılığında asker kaçaklarının yakalanmasında devlete yardımcı oluyordu.Alanya’da IŞIK TARIM’IN sahibi,Ali Efe’nin torunu Ali ARSLAN’ın söylediğine göre Ali Efe, bu aşamada teslim olup askere gitmeye karar verir.ve hazırlıklarını tamamlayıp Kızılağaç’a (Güzel bağ) doğru yola çıkar.Gaz başı’na geldiğinde döner son defa köyüne bakar.Bir de ne görsün?Evi cayır cayır yanıyor. Kader buya… Koşarak geri döner. Çoru çocuğu perişandır. Evi yanmıştır.Askere gitmekten vazgeçer. Ve kaçak durumuna düşer.Mevlüt Efe, Ali Efeyle, onun yakın arkadaşı, Koz ağaçlı Hasan’ı ihbar ederek yakalanmasını sağlar.Niyeti, devlet eliyle, Ali Efe’den kurtulmak ve de karısına sahip olmaktır. Bu iddianın doğruluğu da şöyle anlaşılır:Mevlüt, Ali Efenin yakalandığını öğrenir, öğrenmez Eksere’ye doğru yola çıkar.Ali Efe ise, Kızılağaç karakolundan kaçmayı başarır. Bu kaçıştan Mevlüt’ün haberi yoktur. Kendisini Mevlüt’ün ihbar ettiğinden de Ali’nin haberi yoktur.Ali Efe kaçar kaçmaz Akça belendeki evine gelir.Mevlüt Efe’de aynı yere gelmek üzeredir. Senir’de kendi sini milletin içinde rezil eden Ali Efe’den müthiş bir intikam almak niyetindedir. Bu duygularla Akça belen’e gelen Mevlüt Efe, daha önceden bildiği Ali Efe’nin güzle evinin kapısını çalar.Fakat o da ne içerden bir erkek sesi, hem de Ali Efe2nin sesine benzeyen bir erkek sesi gümbür gümbür gürler;“Kim O?” Mevlüt çeteci olmanın verdiği alışkanlıkla duruma uygun (muhtevayı hale mutabık) yeni planını kurar,ve kapıyı kırmaya karar,verir. Zaman, Eksere’li Ali’nin yakalanma haberinin doğrumu yanlış mı olduğunu düşünecek zaman değildir. Artık ok yaydan çıkmıştır. Ali Efe problemini madem devlet çözemedi,usulüne uygun olarak kendisi çözecektir.Saniyeler süren bu düşüncelerle zaten sağlam olmayan kapı kırılır,ve uygunsuz vaziyette olan Ali Efe yakalatılarak vurgunlarla bağlanır. Kafile, 5-10 dakikalık bir sürede bu icraatı yaptıktan sonra biraz ilerdeki, Muhtar Hasan Onbaşı’nın evine doğru yollanır.Yolda bir ara Aydın’lı Hasan Efe, Ali Efe’nin kulağına eğilerek:“Ali Efe, Mevlüt seni vuracak, ilk fırsatta kaç!...”der.Ali Efe ise olanlara bir anlam veremez. Mevlüt Efe’nin kendisinin sadakatini ölçmek için düzenlediği bir oyun zanneder,ve kaçma teşebbüsünde bulunmaz.Kafile, muhtarın evine gelir. Muhtarın karısı (koca iri) lakaplı Meryem, Ali’nin halasıdır. Ama korkudan kimse Mevlüt’e bir şey söyleyemez.Mevlüt infazı gerçekleştirmesi için Aydınlıya işaret eder. Bu iş onun seçilmesinin sebebi, mahalli Efelerin Ali Efe’ye olan muhabbetleriydi. Ama en aza onlar kadar Aydınlı da Ali Efe’yi seviyordu.Hasan Efe (Aydınlı),biraz ileriye Ali Efe’yi götürdü.“Bak Ali, senin gibi bir yiğide kıyamam. Ben havaya ateş edeceğim.Sen de durma kaç!.... dedi. Sonra da havaya iki el ateş etti. Hemen muhtarın evine döndü. Mevlüt kıyan eli kıyan eli sordu:“Vurdun mu ulan?”“Vurdum Efem”“Sus deyyus! Ben ete giren kurşunun sesini bilmez miyim?” Dedi ve mavzeri kapatarak Aydınlının geldiği yöne koştu.Ali Efe bir beton heykel gibi Aydın’lının bıraktığı yerde duruyordu. Sanki basireti bağlanmıştı. Hala olanlara bir anlam verememişti. Hala candan, hapishane arkadaşının kendisini sınadığını sanıyordu.Ama Efelik saflık götürmezdi. Mevlüt bileğiyle yıkamadığı Ekser eli Ali’yi tüfeğiyle yıkmıştı.“Koca Kasap Dayı, Körüklükte Ali Efenin ölüsünü gördüğünü, debelenirken ayağıyla bir çukur açtığını anlattı. Eksereli Ali Efe sayfası böylece kapanmış oldu.

gündogmuş.net ten alıntı yapılmıştır

http://www.gundogmus.net/

GÜZELBAĞ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN TARİHİ VE TURİSTİK YERLER.

Belde ve Köylerde Bulunan Eserler


COLYBRASSUS (Susuz Ayasofya)
Güzelbağ beldesinin kuzeydoğusunda Bayır Kozağacı sınırlarında, Susuz Dağı yamacında yer alan antik kent Alanya’nın 30 km kuzeyinde, ilçe merkezinin ise 16 km uzağında yer almaktadır. Bölgeye ulaşmak için 2 yol izlenebilir. Birincisi ilçe merkezinden 12 km lik yarım saat süren bir yolculukla ulaşılır. İkincisi; bu bölgeye Alanya güzergahından ulaşılmak istenirse Antalya-Alanya karayolu üzerindeki Konaklı Beldesinin merkezinden Güzelbağ istikametine göre sağa dönülür.26 km.lik yolculuk sonunda Güzelbağ ‘a ulaşır. Güzelbağ merkezinden Gündoğmuş istikametine göre bir-iki dakikalık bir yol aldıktan sonra OGM ‘ne ait kereste deposunu geçtik ten hemen sonra sağa Bayır Kozağacı yoluna sapılır. 1,5 km bu köy yolunda seyrettikten sonra karşımıza çıkan sağdaki ilk toprak yolu takip ederek 3-4 dakika süren bir yolculuk sonunda Ören yerine ulaşır.

İlk olarak geçmişte olduğu gibi günümüzde de hala buğday ve arpa ekim alanı olarak kullanılan tarlalar ve bunların arasındaki lahitlerle karşılaşılır. Günümüze kadar yerli yabancı birçok arkeolog tarafından incelenmiştir. Bu arkeologlardan bazıları şunlardır:1811 Deaufort-1892 Heberdey, Nilhelm 1957 Aziz Albek ve 1963 Mitfort.Ancak kent hakkında 25 farklı plan çizilmesine ve bunca araştırmalara rağmen yörede günümüze kadar hiçbir resmi kazı çalışması yapılmamıştır. Ören yerinin en önemli yapıtları; cephesi anıtsal nitelikte olan ve doğrudan ana kayaya oyulmuş KAYA MEZARI, köşe başlıkları İyon tarzında yapılmış tapınak ve kent girişindeki metropolde yer alan lahitlerdir. Buradaki yapılar daha çok Roma ve Bizans mimarisinin özelliklerini yansımaktadır. Ören yerinde kazı çalışmaları tapılmadığı için kentin diğer eserlerinin büyük çoğunluğu toprak ve bitki örtüsü arasında kaybolmuştur.

Bölge koruma altına alınamadığı için bölge yıllardan beri definecilerin yoğu talanına maruz kalmış özellikle tapınaklar ve mezarlar büyük ölçüde zarar görmüştür.

KAYA MEZARI
Kentin girişinde boğazın daraldığı noktada yer almaktadır. Mezar odasına kayaya oyulmuş 18 basamaktan oluşan bir yol ile ulaşılır. Mezar odası tek mekan dan oluşmakta ve içerisinde tek kişilik kline (*) bulunmaktadır. Mezarın dış cephesi basık kemer şeklinde oyulmuş kemerin içi medusa başıyla süslenmiş ve kemerin her iki yanı kartal motifleriyle süslenmiştir.

LAHİTLER
Şehrin girişinde diğer antik kentlerde olduğu gibi ilk olarak metropoldeki lahitlerle karşılaşılır. Burada bulunan lahitler tamamen kesme taştan gövde ve kapak olarak iki parça yapılmıştır. Lahitlerin büyüklükleri 1,5-3 metre, ağırlıkları 1-3 ton arasında değişmektedir.Fakat bunların arasında bir istisna bulunmaktadır.Şu an Alanya Müzesinin bahçesinde bulunan lahit bir oda büyüklüğünde olup,3 metre yüksekliğinde ve 10 ton ağırlığındadır.Metropolde bulunan lahitler çok çeşitlidir.Bazıları son derece sade ve yalın,bazıları ise kapakları çatı biçiminde olup kapakların baş kısmı aslan başı kabartmalarıyla bezenmiş,çatının tepe ve saçak kısımları ise akrotellerle süslenmiştir. Ayrıca bazı lahitlerin de ön kısmında ölen şahsın hayatını şiirsel bir dille anlatan dörtlükler yer almaktadır.

Bölgede bulunan yazıtlar G.E.Bean’e göre Roma kıyı şehirleriyle farklı karakterlerde olup milattan sonra 1.Ve 2.Yüzyıllarda yazılmış olabileceğini savunmaktadır. Aynı zamanda burada yaşayan insanlarında farklı ırklardan olduğunu ileri sürmektedir. Dış etkilerden uzak koyak tipi bir vadi içerisinde kurulmuş olan kentin yabancılarla ilişkileri son derece zayıftı.

Üzerine kurulmuş olduğu dağın isminden anlaşılacağı gibi yöre su kaynakları açısından son derece fakirdi. Kent merkezinde bir adet sarnıç bulunmakta ve kent merkezine en yakın su kaynağı 10 dakika uzaklıkta bulunmaktadır.

CASAE (Aşağı ve Yukarı Asar Kaleleri)
Bu yöreye halk arasında KÖYİÇİ denilmekte ve kalelere de SÜRMENİ kalesi denilmektedir. Bu antik kent Gündoğmuş ilçesinin 2 km güneybatısında köyiçi mevkiinde kurulmuştur.

Bu kent ve bu kentin tam karşısındaki yamaçtaki Senir köyünün kuzeyinde kurulmuş olan antik kentin güvenliği için bir nevi ileri karakol olarak inşa edilmiş olan Yukarı Asar kaleleri; birincisi, Köyiçi mevkiinin tam karşısındaki tepede inşa edilmiş olan Yukarı Asar kalesi büyük ölçüde ayakta durmaktadır. Kalenin doğusunda sur duvarlarının dibinde bir adet sarnıç bulunmaktadır. İkinci kale olan Aşağı Asar kalesi ise Alara çayı kıyısında inşa edilmiş olup günümüzde büyük ölçüde tahrip olmuş bulunmaktadır.

Bu yörede yaşayan halk zeytin ve üzüm üretiminde oldukça geliştirmişlerdir. Burada SALINCALANI ve SÜMENİ mevkiinde yamaçlar boyunca birçok noktada kayaya oyulmuş üzüm suyu sıkma işleminde kullanılan ŞIRAHMANALAR ve zeytinyağı sıkma işleminde kullanılan ve insan ve hayvan güzüyle kullanılan SIKLIK adı verilen yapıları görmek mümkündür.

Ayrıca bu yörenin kuzeybatısındaki yamaçta yontma taş döneminden izler taşıyan oyma mağaralar bulunmaktadır. Yörenin iklimi ve toprak türü incir,zeytin ve üzüm yetiştirilmesine son derece elverişlidir. Yörede az miktarda da narenciye üretimi yapılmaktadır.

SENİR (Kese)
İlçe merkezinin 5 km güneybatısında adını aldığı eski Senir beldesinin ise 1 km kuzeybatısında yer almaktadır. Ören yerine ulaşmak için 2 yol izlenebilir. Bunlardan birincisi ve en kolay olanı Gündoğmuş – Antalya istikametinde yol üzerindeki OGM ye bağlı Senirçaltı kereste deposunun yolun kenarındaki güney bölümünden vadi boyunca 5 dakikalık bir yürüyüş sonucunda antik kente ulaşılır. İkinci yol ise ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Senir beldesinin merkezinden 1-1.5 kuzeye doru süren yorucu bir yolculuktan sonra kent merkezine ulaşılabilir. Şehre varıldığında çalılıklar arasında ilk göze çarpan eser MAUSELEUM dur. İkinci olarak alçak tepe üzerindeki akropol duvarları, üçüncü olarak da akropolün doğusundaki dayanıklı zengin evleri göze çarpmaktadır.

Mauseleum:
Kentin fakir görünümüyle zıtlık oluşturan bir yapıdır. Mozolenin doğu ve batı duvarları büyük ölçüde yıkılmıştır. Mozolenin alınlık kısmı sağlam olarak yapının arka kısmında yer almaktadır. Mozoleye giriş yapının arka kısmından alçak bir kapıyla sağlanmaktadır. Yapının toplam yüksekliği 5 metredir. Yapı 2 metre yüksekliğindeki basık bir mahzen üzerine iki katlı ve kare planlı olarak inşa edilmiştir. Yapı tamamen taş kesme olup hiçbir şekilde harç ve kenet kullanılmıştır. Yapı bloklar halinde bindirme tekniğiyle inşa edilmiştir.

Akropol:
Alçak bir kayalık tepe üzerine kurulmuştur. Akropolün sur duvarları karışık malzemeyle inşa edilmiştir. Sur duvarları büyük çoğunlukla tahrip olmuştur.

Evler:
Kentin güneybatısında bulunan evler son derece basittir. Bu evlerin büyük çoğunluğu harap durumdadır. Ancak akropolün kuzeydoğusunda yer alan evler daha dayanıklı ve sağlamdır.Bu bölümde bulunan birçok evin kapı üst kapı eşiklerinde haç işaretini görmek mümkündür. Yörede hiç kiliseye rastlanmamasına rağmen Efes meclisinde CASAE ile birlikte tek rakip tarafından temsil edilmiştir.

Bazı Arkeologlar hiç kilise bulunmaması ve SENİR adının çok rastlanan bir Türk ismi olmasından dolayı yörenin eski bir Türk yerleşme merkezi olduğunu ileri sürmektedirler.

GEDEFİ İNİ (Kilise Mağara)
Gündoğmuş ilçesinin 5 km kuzeybatısında ve Karadere köyünün DOĞUSUNDAKİ DAĞIN YAMACINDA YER ALMAKTADIR.Bu antik kentte ulaşmak için ilçe merkezine 3 km uzaklıktaki Senirçaltı kereste deposundan sağa dönülür, Karadere istikametinde yaklaşık 500 m gittikten sonra tekrar sağa stabilize yola sapılır.Yaklaşık 4-5 dakika bu yolda ilerledikten sonra sola dönülerek araç burada bırakılır, çam ormanları arasından 5 dakika süren yorucu bir yolculuktan sonra mağaraya ulaşılır.

Kent yerleşimi ve mağara girişi büyük ölçüde ormanlıklar ve çalıklıklarla kaplı olduğu için bilen bir kılavuzla gidilmesi uygun olur. Mağara kilise halk arasında Gedefi İni olarak bilinmektedir. Mağara yaklaşık 20 m yüksekliğinde ve 13 m uzunluğundadır. Savaş zamanında sığınak olarak kullanılan mağara kilise gizli olmak üzere iki adet kapısı bulunmaktadır. Ancak daha sonraki dönemlerde yaşanan depremler sebebiyle meydana gelen göçüklerle mağaranın ağzı tamamen açılmıştır.

Mağarada savaş zamanında su ihtiyacını karşılamak için sonradan açılmış bir adet kuyu bulunmaktadır. Mağaranın duvarlarında ikisi doğuda ve biride batı duvarında olmak üzere duvarlara oyulmuş üç adet yazıt bulunmaktadır. Bu yazıtlardan anlaşıldığı kadarıyla mağara kilse olmadan önce bir tanrıça mabedi olarak kullanılmıştır. Ancak bu tanrıçanın kim olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur. Girişin tam karşısında kayaya yapılmış olan fresk büyük ölçüde zara görmüş olsa da ana panodaki Hz. İsa ve başındaki altın sarısı kaleyi (kutsal ışık ) görmek mümkündür. Freskte kırmızı ve sarı ton hakimdir. Mağaranın batı duvarını süsleyen ve 1980 li yıllara kadar canlılığını koruyan mozaik defineciler tarafından yerinden sökülerek çalınmıştır.

Mağarada ele geçirilen çömlekler, tuğlalar, metal işi parçalar pagan zamanından kalma sunumlardır. Ele geçen buhardandık, kandiller ve dinsel törenlerde kullanılan diğer aletler geç Roma ve Bizans dönemine aittir. Mağaranın hemen üzerinde yamaç boyunca uzanan büyük bir alanı kaplayan asıl kent yerleşimi ve kenti çevreleyen duvarlar yer almaktadır. Yörede bulunan mezarlar son derece sadedir. Mezarların büyüklüğü gömülen kişi sayısına göre değişmektedir. Mezarlar taş oda gömü tekniğiyle inşa edilmiştir.

KASEYİR (Taşahır)
Gündoğmuş’un yaklaşık 9 km batısında ve asfalt yolun güneyinde yer almaktadır. Taşahır‘ın çınar ağaçlarının gölgesi altındaki kahvenin ve pınarın tam karşısındaki kayalık ve tepe üzerine kurulmuştur. Mesire yerinin 100 m batısındaki virajın altına ulaşıldığın da kent görülmeye başlar. İlk olarak düz arazi üzerindeki kayalıklara oyulmuş merdivenler görülür. Daha sonra iç kısımlara doğru kemerlerinden yıkılmış binaların kalıntılarıyla dolu karmaşık bir alan içerisinden yol bir geçitle iç kaleye doğru uzanmaktadır. Kalenin güneybatı surları son derece basit ve az bir işçilikle son derece basit bir şekilde inşa edilmiştir.Kalenin kuzeye doğru uzanan üst kısmındaki küçük tepecik üzerinde küçük bir tapınak kapısı yer almaktadır. Tapınağın alınlık bloğunun bir bölümü ile birlikte kayaya oyulmuş işlemeleri görmek mümkündür. Tapınağın sütunlarının oturduğu yerlerde izlerinin hala görmek mümkündür. Doğuda birleşen diğer tepeciğin üzerinde yer alan yıkık bir bina bir zamanlar şehrin en gösterişli ve en sağlam binasıymış. Bu binanın hemen yanında bir adet kireç ocağı bulunmaktaymış. Bu yapı şehrin tam merkez noktasında olup kenti dörde bölmekteydi.

Yörede 3 adet yazıt ele geçirilmiştir. Bunlardan bir tanesi KASEYİR ‘in CASAE ‘in kolonisi olduğunu ispatlayan bir belgedir. İkinci yazıt ise bir CASATAN’ı (**) onurlarından bir yazıttır. Giriş bölümünün hemen aşağında çam ağaçlarının altında 1 m genişliğinde ve 2 m uzunluğunda olan ve üzerinde MEDUSA (***) başı kabartmaları bulunan işlemeli metot bulunmaktadır. O dönemlerde bu tür kabartmaların koruyucu niteliği olduğuna inanılmakta ve bu tür kabartmalar daha çok önemli yapıların girişlerine konulmaktaydı.

(*) Kline: Arkeolojik terim, ölü yatağı.
(*) Casatan: Taşağıl’da ikamet eden ve Side vatandaşlığıyla gurur duyan bir kimsedir.
(*) Medusa:Yunan mitolojisinde 3 gorgondan biri ve tek ölümlü olanıdır. Bakışlarıyla insanı taşa çeviren gözleri parlak ve saçları yılanlarla kaplı başı vardır.



İlçe Sınırlarındaki Küçük Çaplı Eser ve Yerleşimler

İlçe sınırları içerisinde büyük çaplı kentler hakkında bile yeterli oranda arkeolojik kazı ve bilimsel çalışmalar yapılmadığı için bu yöreler hakkında bildiklerimiz son derece sınırlıdır. Bu nedenle bu yörede bulunan küçük çaplı eserler ve yerleşim alanları yöre halkı tarafından bulundukları mevkiine göre isimlendirilmişlerdir.

Gündoğmuş ilçesine 3 KM. mesafede SARINÇ kale ve şehir harabeleri.
Gündoğmuş ilçesine 4 KM. mesafede ÇUKURÇALTI kale ve şehir harabeleri
Gündoğmuş ilçesine 6 KM. mesafede Karain mevkiinde ASAR kale ve şehir harabeleri
Gündoğmuş ilçesine 8 KM. mesafede Sinek dağı tepesinde SİNEK kale ve şehir harabeleri
Gündoğmuş ilçesine 11 KM. mesafede GEDEFİ(GETFİ) şehir harabeleri. Burada çok büyük bir mağarada bulunan kilise (Yukarıda bu kilise hakkında bilgi bulabilirsiniz.)
Senir köyüne 2KM.mesafede Kese mevkiinde KESE kale ve şehir harabeleri.(Bu şehir harabeleri hakkında yukarıda bilgi bulabilirsiniz.)
Karadere köyüne 2 KM. mesafede Hisar, Kilise ve Şehir harabeleri
Eskibağ köyüne 1 KM. mesafede ŞAHİNKALESİ ve şehir harabeleri
Balkaya köyüne 2 KM. mesafede GÖKTAŞ kale ve şehir harabeleri
Ortaköy Barcın yaylasında Hisar, Kale ve Şehir harabeleri. Halen kullanılan ve su içilen bir sarnıç.
Narağacı köyüne 1 KM. mesafede NARUN kale ve şehir harabeleri
Narağacı köyüne 5 KM. mesafede TAHTALIKALE Kale ve şehir harabeleri
Serinyaka köyüne 1 KM. mesafede ATABAN kale ve şehir harabeleri
Güneycik köyüne 5 KM. mesafede YOL kale ve şehir harabeleri
Güzelbağ kasabası merkezinde ESENCİK kale ve şehir harabeleri
Güzelbağ kasabasına 10 KM. mesafede PAMBICAK kale ve şehir harabeleri
Güzelbağ kasabasına 7 KM. mesafede AYTAPOS kale ve şehir harabeleri
Bayırkozağacı köyü yakınlarında AYASOFYA şehir harabeleri (Bu şehir harabeleri hakkında yukarıda bilgi bulabilirsiniz.)
Güney köyü Andız mevkiinde kale ve şehir harabeleri
Gündoğmuş ilçesine 13 KM. mesafede TAŞAHIR mevkiinde KASEYİR kale ve şehir harabeleri (Yukarıda bu harabeler hakkında bilgi bulabilirsiniz.)
Gündoğmuş ilçesine 15 KM. mesafede GELESANDRA yaylasında KOSANDRA kale ve şehir harabeleri
Akyarı yaylası ACICEVİZ mevkiinde KURT TEPESİ kale ve şehir harabeleri
Köprülü kasabasına 3 Km. mesafede KUYUMCU kale ve şehir harabeleri
Akyarı Tavşan alanı mahallesi dövüş beleni mevkiinde ESECİK kale ve şehir harabeleri
Karaköy köyüne 3 KM. mesafede OTNİ kale ve şehir harabeleri
Karaköy köyüne 2KM. mesafede NAĞLI kale ve şehir harabeleri
Karaköy köyüne 3 KM. mesafede KARAAMANDA kale ve şehir harabeleri
Göremece yaylasında GÖREME kale ve şehir harabeleri
Sömüçimen yaylası Eğrigöl mevkiinde Türkler köyü yaylasına 3 KM. mesafede SU BATAĞI şehir harabeleri
Karamanlar-Seyricek yaylasında ATİYE şehir harabeleri
Söbüçimen yaylasında Konya il sınırlarına yakın KUMA şehir harabeleri
Köprübaşı kırbızkaya mevkiinde AYANDIRA kale ve şehir harabeleri

HANLAR

Gündoğmuş ilçesine 15 km. mesafede Gelesandra yaylasında Anadolu Selçuklu dönemine ait han mevcut olup halen kullanılmaktadır.
Ortaköy kasabası Oğuz yaylasına 3 KM. mesafede DEREYOL hanı
Gündoğmuş ilçesine 6 km. mesafede Sümeni mevkiinde kayalara oyulmuş (Yontma taş devrinde yapıldığı sanılan )onlarca in mevcut olup günümüzde kullanılmaktadır.
Gündoğmuş ilçesine 13 KM. mesafede GAMRAS mevkiinde eski çağlardan kalma küçük bir tepe üzerinde blok taşlardan oturup dinlenmek amacıyla örülmüş ve taşların altında mahzen olan bir kalıntı
Gündoğmuş ilçe merkezinde CEM SULTAN tarafından Silifke valiliği zamanında yaptırılan camii .
Gündoğmuş ilçe merkezinde eski çağlarda oluşmuş CEHİZ DELİĞİ mağarası. Mağara içinde sarkıtlar ve dikitler mevcut olup mağara içerisi çok geniştir. Genişliği tam olarak tespit edilememiş olup turizme açılması için çalışmalar yapılmıştır.




Daha ekleyemedigim nice güzel yerler oldugna şüphem yok.
kısmet olursa derleyip yayınlamaya çalışacagım.
AHMET AYGÜN

GÜNDOGMUŞ VE ÇEVRESİNDEKİ TARİHİ VE KÜLTÜREL YERLER

İlçe Merkezindeki Önemli Tarihî Eserler


CEM SULTAN CAMİ
Osmanlı şehzadesi olan cem sultan’ın Silifke Valisi iken kendi adına yaptırılmış olduğu bu cami ilçe sınırlarında günümüze kadar ayakta kalabilen tek Osmanlı eseridir. Bu sebeple ilk olarak 1954 yılında olmak üzere günümüze kadar üç kez restore edilmiştir. Caminin minaresi yöreye özgü kesme taştan ve tek şerefeli olarak inşa edilmiştir. Cami kare planlı olup, giriş ve asma kat olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Caminin merkezi kubbesi dört yarım kubbe üzerinde oturmakta ve bu yarım kubbeleri de dört büyük sütun taşımaktadır. Caminin girişinin her iki yanındaki bölüm ve minarenin yanındaki şadırvan yapıya sonradan eklenmiştir. Özellikle sahil bölgesinden düzenlenen köy turlarında ziyaret edilen önemli bir yerdir.

NAİM HOCA MEDRESESİ
Dönemin önemli alimlerinden olan Naim Hoca tarafından yaptırılmış olan bu medresede birçok talebe yetiştirilmiştir. Medrese büyük oranda tahrip olmuş ve bu alan üzerine yeni yapılar inşa edilmiştir.

KEMER KÖPRÜ
İlçe merkezinin 7 km uzaklığındaki Umutlu köyünün alt kısmında yer almaktadır. Alara çayı üzerinde Sultan Aleaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. Köprü bir büyük ve bir küçük iki kemerden oluşmaktadır. Köprünün tamamı günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Konya, Alanya, Kervan Yolu’nun önemli geçiş noktasıdır.

ALİ KÖPRÜSÜ
Gündoğmuş ilçesine bağlı Güneycik köyünün alt kısmında yer almaktadır. Kemer Köprü gibi bu köprü de Konya -Akseki ve Alanya Selçuklu kervan yolunun geçiş noktasıdır. İki büyük kemerli olan bu yapı diğer köprü gibi sağlam olarak günümüze kadar ayakta kalabilmiştir.

GÜNDOGMUŞ VE ÇEVRESİNDEKİ ÖNEMLİ TARİHİ YERLER
ANTALYA MÜZESİ VE KURTARILABİLEN TARİHİ ESERLER

GÜNDOGMUŞ VE ÇEVRESİNDEKİ TARİHİ VE KÜLTÜREL YERLER

İlçe Merkezindeki Önemli Tarihî Eserler


CEM SULTAN CAMİ
Osmanlı şehzadesi olan cem sultan’ın Silifke Valisi iken kendi adına yaptırılmış olduğu bu cami ilçe sınırlarında günümüze kadar ayakta kalabilen tek Osmanlı eseridir. Bu sebeple ilk olarak 1954 yılında olmak üzere günümüze kadar üç kez restore edilmiştir. Caminin minaresi yöreye özgü kesme taştan ve tek şerefeli olarak inşa edilmiştir. Cami kare planlı olup, giriş ve asma kat olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Caminin merkezi kubbesi dört yarım kubbe üzerinde oturmakta ve bu yarım kubbeleri de dört büyük sütun taşımaktadır. Caminin girişinin her iki yanındaki bölüm ve minarenin yanındaki şadırvan yapıya sonradan eklenmiştir. Özellikle sahil bölgesinden düzenlenen köy turlarında ziyaret edilen önemli bir yerdir.

NAİM HOCA MEDRESESİ
Dönemin önemli alimlerinden olan Naim Hoca tarafından yaptırılmış olan bu medresede birçok talebe yetiştirilmiştir. Medrese büyük oranda tahrip olmuş ve bu alan üzerine yeni yapılar inşa edilmiştir.

KEMER KÖPRÜ
İlçe merkezinin 7 km uzaklığındaki Umutlu köyünün alt kısmında yer almaktadır. Alara çayı üzerinde Sultan Aleaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. Köprü bir büyük ve bir küçük iki kemerden oluşmaktadır. Köprünün tamamı günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Konya, Alanya, Kervan Yolu’nun önemli geçiş noktasıdır.

ALİ KÖPRÜSÜ
Gündoğmuş ilçesine bağlı Güneycik köyünün alt kısmında yer almaktadır. Kemer Köprü gibi bu köprü de Konya -Akseki ve Alanya Selçuklu kervan yolunun geçiş noktasıdır. İki büyük kemerli olan bu yapı diğer köprü gibi sağlam olarak günümüze kadar ayakta kalabilmiştir.

GÜNDOGMUŞ VE ÇEVRESİNDEKİ ÖNEMLİ TARİHİ YERLER

GÜNDOGMUŞ UN TARİHİGEÇMİŞİ DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Gündoğmuş Tarihi

İlçe merkezi ve çevre köylerin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. İlçe sınırları içersinde doğanın ve insanın acımasız tahribatına rağmen ayakta kalmayı başaran yaklaşık 30 adet şehir ve köyden oluşan yerleşim yeri bulunmaktadır.

Dağlık bir bölgede bulunmasına rağmen bu denli çok yerleşim merkezini barındırmasını şu sebebe bağlayabiliriz. Akdeniz ticaret yolu açısından önemli bir nokta olan Alanya ve Manavgat sahilleri bir çok devlet tarafından ele geçirilmek istenmiş ve bu nedenle yoğun saldırılara maruz kalmıştır. Bu sebeplere binaen burada yaşayan halkın büyük bir bölümü dinsel ve siyasal varlıklarını sürdürebilme için, saldırılara karşı daha güvenli olan iç bölgelere göç etmişlerdir.bu insanların bir kısmı bugünkü ilçe merkezinin güneyin de yer alan Alara vadisi ve çevresine yerleşmişlerdir. Diğer kısmı da Akseki sınırına yakın olan Karadere ve Güneyyaka köyleri civarına yerleşmişlerdir.

Alara vadisine yerleşen bu ilk halkın bu yöreyi yurt edinmelerinin başlıca nedeni, bölgedeki kerestenin kaliteli ve bol olması, bu kerestenin de ırmak kanalıyla taşınmasını kolay olmasıdır. Bu nedenle gerek kaynağı yakın noktalar da gerekse vadi boyunca bu uygarlıkların kurmuş oldukları yerleşim merkezlerini görmek mümkündür.

Bölgede bulunan mağaralardaki bulgular göz önüne alınarak her ne kadar ilçenin tarihin yontma taş devrine kadar sarktığı söylense de, ilçe sınırlarında günümüze kadar oluşan eserler daha çok GEÇ ROMA-BİZANS VE SELÇUKLU dönemin eserlerinin karakteristik özeliklerini yansıtır.

İlçenin yakın tarihi ise söylenenlere göre Konya’nın İKSİRE köyünden bazı nedenlerden dolayı göç eden aileler tarafından kurulmuş ve bu nedenle adına EKSERE denilmiştir. İlk dönemlerde idari olarak Akseki’ye bağlı bir köy olan EKSERE 1936 yılında Akseki ilçesinden 14 ve Alanya ilçesinden 23 köy bağlanarak ilçe olmuş ve Gündoğmuş adını almıştır. İlçe ilk kurulduğunda 2 bucak (Güzelbağ ve Köprülü) ve 35 köyden oluşmaktaydı. Soğukpınar ( Guguşlar) köyü ticari ve ulaşım bakımından Alanya ilçesi ile ilişkilerinin daha yoğun olduğu gerekçesiyle Gündoğmuş ilçesinden ayrılmış ve köy sayısı 34 olmuştur.1998 nüfus sayımlarına göre ilçe nüfusu 26.509 olup, 3 belde ve 32 köyden oluşmaktadır. 1998 yılında Ortaköy ve Senir köylerine belediyelik statüsü verilmiştir.

AHMET AYGÜN .ALANYA

GÜNDOGMUŞ UN TARİHİGEÇMİŞİ DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Gündoğmuş Tarihi

İlçe merkezi ve çevre köylerin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. İlçe sınırları içersinde doğanın ve insanın acımasız tahribatına rağmen ayakta kalmayı başaran yaklaşık 30 adet şehir ve köyden oluşan yerleşim yeri bulunmaktadır.

Dağlık bir bölgede bulunmasına rağmen bu denli çok yerleşim merkezini barındırmasını şu sebebe bağlayabiliriz. Akdeniz ticaret yolu açısından önemli bir nokta olan Alanya ve Manavgat sahilleri bir çok devlet tarafından ele geçirilmek istenmiş ve bu nedenle yoğun saldırılara maruz kalmıştır. Bu sebeplere binaen burada yaşayan halkın büyük bir bölümü dinsel ve siyasal varlıklarını sürdürebilme için, saldırılara karşı daha güvenli olan iç bölgelere göç etmişlerdir.bu insanların bir kısmı bugünkü ilçe merkezinin güneyin de yer alan Alara vadisi ve çevresine yerleşmişlerdir. Diğer kısmı da Akseki sınırına yakın olan Karadere ve Güneyyaka köyleri civarına yerleşmişlerdir.

Alara vadisine yerleşen bu ilk halkın bu yöreyi yurt edinmelerinin başlıca nedeni, bölgedeki kerestenin kaliteli ve bol olması, bu kerestenin de ırmak kanalıyla taşınmasını kolay olmasıdır. Bu nedenle gerek kaynağı yakın noktalar da gerekse vadi boyunca bu uygarlıkların kurmuş oldukları yerleşim merkezlerini görmek mümkündür.

Bölgede bulunan mağaralardaki bulgular göz önüne alınarak her ne kadar ilçenin tarihin yontma taş devrine kadar sarktığı söylense de, ilçe sınırlarında günümüze kadar oluşan eserler daha çok GEÇ ROMA-BİZANS VE SELÇUKLU dönemin eserlerinin karakteristik özeliklerini yansıtır.

İlçenin yakın tarihi ise söylenenlere göre Konya’nın İKSİRE köyünden bazı nedenlerden dolayı göç eden aileler tarafından kurulmuş ve bu nedenle adına EKSERE denilmiştir. İlk dönemlerde idari olarak Akseki’ye bağlı bir köy olan EKSERE 1936 yılında Akseki ilçesinden 14 ve Alanya ilçesinden 23 köy bağlanarak ilçe olmuş ve Gündoğmuş adını almıştır. İlçe ilk kurulduğunda 2 bucak (Güzelbağ ve Köprülü) ve 35 köyden oluşmaktaydı. Soğukpınar ( Guguşlar) köyü ticari ve ulaşım bakımından Alanya ilçesi ile ilişkilerinin daha yoğun olduğu gerekçesiyle Gündoğmuş ilçesinden ayrılmış ve köy sayısı 34 olmuştur.1998 nüfus sayımlarına göre ilçe nüfusu 26.509 olup, 3 belde ve 32 köyden oluşmaktadır. 1998 yılında Ortaköy ve Senir köylerine belediyelik statüsü verilmiştir.

AHMET AYGÜN .ALANYA

güzelbag ın badem çiçekleri ne bezenmiş hali


e
evet arkadaşlar köyümüzün degirmeni güzelbag da iki adet degirmen bulunmaktadır ve bunlardan biri yaşar abinin degirmeni yani tingiş yaşar dersek daha iyi bilirsiniz. köy yerin de insanlar daha ziyade lakapları ile tanınır ve anılır.




ve güzelbag ın yeni camisi emegi geçen herkeze teşekkür ederim hepsinden allah razı olsun




























































bu sitede yine güzelbag ve bu bölge ile ilgili haberleri okuyabilirsiniz


































bu spaces ten yemek tarifleri alabilir güzelbagla ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz GÜZELBAĞ .la ilgili bir diger kardeş site var onada giriş yaparsanız çok sevinirim.



























bu site de yine GÜZELBAG IN WEP SİTESİ DİR















bu. wep sitesi yine güzelbaglıların hizmetindedir























































girip güzelbag la ilgili yazılara ulaşabilirsiniz








































































  1. DEFNE REHABİLİTASYON MERKEZİ KURULACAKDefnesiyle ünlü Güzelbağ beldesinde, Defne Rehabilitasyon Merkezi kurulacak. Güzelbağ Belediye Başkanı Mahmut Kaplan, merkezi en kısa sürede hizmete açacaklarını söyledi
    Beldeler - 20 Nisan 2007 Cuma - 12:08:14
    GÜZELBAĞ Belediye Başkanı Mahmut Kaplan, gazetecilere yaptığı açıklamada, defte üretiminin beldenin önemli geçim kaynaklarından birisi haline geldiğini söyledi. Beldede Defne Rehabilitasyon Merkezi kurulmasının planlandığını belirten Kaplan, şöyle konuştu: "Vatandaşlarımız yılın 4 ayını defne işinde çalışarak geçiriyor. Bu defneler yurt dışına ihraç ediliyor. İyi çalışan vatandaşlarımız günlük 100 YTL gelir bile kazanabiliyor. Ayrıca defneden sabun da üretiyoruz. Orman Bölge Müdürü Ahmet Gedikağaoğlu ile yaptığım görüşmede, Karagoyak mevkisindeki 150 hektar alana Defne Rehabilitasyon Merkezi kurulması için söz aldım. En kısa zamanda hizmete açmayı planladığımız bu tesiste 50-60 vatandaşımıza istihdam sağlanacak."
    Bu haber 8 kez okunmuştur.

    Bu demeç i sayın mahmut kaplan alaiyegazetesine .vermiştir. girip diger haberlerine bakabilirsiniz.


































































































sayın .MAHMUT KAPLAN BU SEVDASINDAN VAZGEÇER.
















Kendisine çalışmalarında başarılar dilerim.bugün alanyadan dolmuş a binen bir yabancı ben konaklıda inecegim demiyor güzelbağ yol kavşagın dainecegim diyor konaklı merkez kavşak yada konak tatil sitesi karşısında inecegim demiyor.yada konaklıdaki bir esnaf reklam verdigi zaman güzelbag yolu üzeri diyor.
















bunc ZAMANIN BİRİKİMİ . saygılar .

















Alıştıemak öyle kolay degil bugün güzelbag ismi bir marka dır kıymetini bilene .bilmeyene diyecegim yok.

































başkanıma saygılar sunarım.umarım


































Metyadan okudugun kadarıyla sayın başkan köyün ismini degişirmek gibi bir niyeti oldugunu duydum.sayın başkana tavsiyem öyle bir hataya düşmemesi.güzelbag ismini








































Güzelbag ın güzelbag oldugu zaman badem çiçekleriyle köy bembeyaz. mis gibi kokuyor.



















Alanya ya yeniden evet dediler
Alanya'dan alınarak Gündoğmuş'a bağlanan Güzelbağ beldesindeki halk oylamasından‘‘Alanya'ya’’ çıktı.
ANTALYA'nın Gündoğmuş İlçesi'ne bağlı Güzelbağ Beldesi ve 9 köyünde Alanya İlçesi'ne bağlanılması konusunda referandum yapıldı. Oylamaya katılan 3 bin 55 Güzelbağlı'dan 3 bin 39'u 'Alanya' dedi. 1935 yılında Alanya'dan alınarak Gündoğmuş'a bağlanan Güzelbağ Beldesi ve köylerinin tekrar Alanya'ya bağlanma isteklerinin ardından referanduma gidildi.
OYUM ALANYA'NIN
Antalya Valiliği İl İdare Kurulu tarafından gerçekleştirilen referandum için oylama Güzelbağ İlköğretim Okulu'nda 5 ve köyler Burçaklar, Gümüşgöze, Kozağacı, Karamanlar, Gözübüyük, Orhan, Gümüşbücek, Bayır ve Güney'de birer sandıkta yapıldı. Beldelerinin Gündoğmuş'tan Alanya'ya daha yakın olduğunu söyleyen Güzelbağ Belediye Başkanı Esen Uslu, ‘‘Ben Alanya'ya bağlanmak için oy kullandım’’ dedi.
EZİCİ ÇOĞUNLUK
Alanya'nın beldelerinden Mahmutlar, Payallar ve Çıplaklı belediye yetkilileri de referandumuna destek verdi. Refarandumda 3 bin 55 kişi oy kullandı. Saat 17.00'de biten oylamanın ardından yapılan sayımda Güzelbağlılar'dan 3 bin 39'u beldenin Alanya'ya bağlanması için ‘‘Evet’’ oyu kullanırken, 15 hayır ve 1 de çekimser oy çıktı.



‘Alanya’ dediler