Gündoğmuşlu Ali Efe
Güneyli Mevlüt, Çay Boğazından bir kızı, ikinci eş olarak ister.Ama kız, Mevlüt’ü rencide edici bir üslupla reddeder. Mevlüt bunu gururuna yediremez, ve bir gece baskınıyla kızı öldürür. Köyün ileri gelenlerinin şikayeti üzerine Devlet, Mevlüt’ü yakalamak için asker gönderir. Mevlüt bir süre başarıyla kaçar. Ama nihayetinde, Ali Köprüsünden geçerken kıstırılır ve yakalanır. Mahkemede hiç yamukluk yapmadan her şeyi dobra dopra anlatır. Neticede tutuklanarak Isparta cezaevine kapatılır. Ali Efey 2le Mevlüt Efe ‘nin ilk karşılaşması bu hapishanede olur. Eksereli Ali Yağır Ahmetoğlu Uzun Hasan (Buğur Ali’sinin amcasının oğlu) ve Karaoğlanoğlu Hasan ile,Ahmet SAYAR’ın babası Hasan Hüseyin ‘e Mülazım Halil Ağa ‘nın kızını kaçırırlar. Eksereli Ali ve arkadaşları bu suçtan dolayı yakalanarak, Isparta cezaevine gönderilirler. O sırada Güneyli Mevlüt Isparta cezaevinde hakimiyetini kurmuştur. Hemşerisi, Ekser eli Ali’ye sahip çıkar. Ona hapishanede rahat bir ortam hazırlar. İki hem şehri, ileride olacaklardan habersiz, samimi bir arkadaşlık kurarlar. Eksereli Ali yanlış bir hesaplamayla vaktinden evvel tahliye edilir. Bir süre sonrada Güneyli Mevlüt hapishaneden kaçmayı başarır. Mevlüt Efe, Akkirseli Süleyman ve Ahmet Efeyle yavaş yavaş düzenlerini kurmuşlardı. Ali Efe, erken tahliye olduğu anlaşılıp aranmaya başlayınca, hapishane arkadaşı Müvlüt’ün yanına kapağı atar. Böylece acılarla, gözyaşlarıyla nihayet bulacak “Efelik” maceraları başlar. Çocukluğunda Ali Efeyi gördüğünü söyleyen Ali MACİT ve sofra oğlunun anlattığına göre Ekser eli Ali, Uzun boylu geniş omuzlu yakışıklı bir yiğitmiş. Yine onların duyumlarına göre gücü kuvveti, atıcılığı,nişancılığı cesareti, Mevlüt den bir parmak ilerdeymiş. Gözünü budaktan sakınmayan, cesurluğu kadar saflığı da meşhur olan bu Anadolu delikanlısını, Mevlüt,baskınlarda devamlı kullanırmış. İki hapishane arkadaşları her ne kadar beraber hareket etse de, Mevlüt Efe içten içe Eksereli Ali ye dış bilermiş. Anlatılanlara göre bu konuda iki yorum var.
Efeler beraberce bir yere ilk gittiklerinde, heybetinden ve hazmet inden dolayı herkes Ali Efe ye, “Mevlüt Efe” yani çete reisi diye hürmet edermiş. Buna benzer olaylar yaşandıkça, Mevlüt’ün Ali’ye olan kini artarmış.
Ali Efenin o günün şartlarında güzel bir karısı varmış. “Kerim Hasan, kızı Zeker Fatma” diye nam salan bu kadına geliş gidiş gördükçe Mevlüt göz koymuş.
Bu rivayetlerin ikisin in’de doğruluk payının olduğunu ilerde göreceğiz.İşin garip tarafı, içinde hiçbir kinlik olmayan Ali Efeleri de devam eder.Mevlüt Efe, yüreklere korku salarak bir ihtişamla davete icabet eder.Efeler izzet-ikram, hürmet ve tazim sınırsızdır.Eskiden düğünlerde güreş yapılırdı. Böyle düğünlerde, değişik yörelerin ve köylerin pehlivanları rekabet ederdi.İşte bu düğünde de sıra güreş müsabakalarına gelmişti.Küçüklerin yaptığı heyecansız güreşlerden sonra birden halk tezahüratla Efeleri meydana çağırdı. Ahali Ali Efe’nin ve Mevlüt Efe’nin pehlivanlık yönünü biliyordu.Mevlüt Efe halkın tezahüratla heyecanlandı. Meydana çıkıp güzel bir peşrev dövdü. Ali Efe2de meydana çıkmıştı,ama peşrevde, Mevlüt’ün gösterdiği mahareti gösteremiyordu.Mevlüt Efe içten içe gülüyordu.Bu fırsatı değerlendirmeli, şu iri kıyın Ekseri’liye haddini bildirmeliydi. Böylece çetedeki otoritesini de sağlamlaştırmış olacaktı.Ali Efe sakin ve vakur adamlarla Mevlüt Efe’nin karşısına geldi. Güreşin başlamasıyla davul zurna sustuğu gibi, nefesler bile tutulmuştu.Mevlüt Efe tecrübeli bir pehlivan olduğunu belli eden estetik hareketler yapıyordu.Ali Efe’yse taarruz değil’de savunma güreşi yapar, gibiydi. Hareketlerini Mevlüt’ün hareketlerine endekslemişti. Mevlüt’ün vurucu oyunlara başladığı bir anda herkesin gözü fal taşı gibi açıldı.Güneyli Mevlüt Eksereli Ali’nin altındaydı.Halk, Mevlüt’e göre daha merhametli ve vicdanlı olan Ali Efe’nin kazanmasına sevinmişti, ama bunu canlarının istediği, içlerinden geldiği gibi alkışlayamamışlardı,bile.Gerçi Ali Efe garip gelmişti, ama bu galibiyet onun aynı zamanda mağlubiyeti olmuştu. Zaten bir sebep arayan Mevlüt, bu olayla Ali Efenin kalemini kırar.Mevlüt Efe’yi Ali Efe’ye kinlendiren bir olay daha vardır. Bu anlatacağım olay düğünden önemi, sonra mı bilmiyorum. Olayı sütçü kızı Fatma ÖZEREN’den dinledim.Efeler, Bozkır’a bağlı Sarı köy’ün zengin ağasının konağını basarlar. Fakat konağın kapısını bir türlü açamazlar. Mevlüt’ü“Ekser eli Ali’yi çağırın der.”Ekser eli Ali gelir ve bir omuz darbesiyle kapıyı açarMevlüt o zaman da Ali’ye husumetle bakar.Ve aynı baskında, konakta ne varsa soyulur.Tam sırada kızanlardan biri; ağanın gelininin başındaki nezbeği alır, ama yere düşürür, kızan nezbeği almak için eğilirken, gelin merhamet dileyen bir ses tonuyla:“Efeler düşeni alımıydı?”der.olayı gören Ali Efe kızandan önce cevabı verir.“Almaz!” der, ve nezbeğin gelinde kalmasını sağlar.Mevlüt Efe bu olayı da görmüş, Reis kendisi olduğu halde karara itiraz etmemiştir.Senir düğününde araya soğukluk girdiği zamanlarda, seferberlik ilan edilir. Mevlüt Efe’de devletle arayı düzeltmiş, maaş karşılığında asker kaçaklarının yakalanmasında devlete yardımcı oluyordu.Alanya’da IŞIK TARIM’IN sahibi,Ali Efe’nin torunu Ali ARSLAN’ın söylediğine göre Ali Efe, bu aşamada teslim olup askere gitmeye karar verir.ve hazırlıklarını tamamlayıp Kızılağaç’a (Güzel bağ) doğru yola çıkar.Gaz başı’na geldiğinde döner son defa köyüne bakar.Bir de ne görsün?Evi cayır cayır yanıyor. Kader buya… Koşarak geri döner. Çoru çocuğu perişandır. Evi yanmıştır.Askere gitmekten vazgeçer. Ve kaçak durumuna düşer.Mevlüt Efe, Ali Efeyle, onun yakın arkadaşı, Koz ağaçlı Hasan’ı ihbar ederek yakalanmasını sağlar.Niyeti, devlet eliyle, Ali Efe’den kurtulmak ve de karısına sahip olmaktır. Bu iddianın doğruluğu da şöyle anlaşılır:Mevlüt, Ali Efenin yakalandığını öğrenir, öğrenmez Eksere’ye doğru yola çıkar.Ali Efe ise, Kızılağaç karakolundan kaçmayı başarır. Bu kaçıştan Mevlüt’ün haberi yoktur. Kendisini Mevlüt’ün ihbar ettiğinden de Ali’nin haberi yoktur.Ali Efe kaçar kaçmaz Akça belendeki evine gelir.Mevlüt Efe’de aynı yere gelmek üzeredir. Senir’de kendi sini milletin içinde rezil eden Ali Efe’den müthiş bir intikam almak niyetindedir. Bu duygularla Akça belen’e gelen Mevlüt Efe, daha önceden bildiği Ali Efe’nin güzle evinin kapısını çalar.Fakat o da ne içerden bir erkek sesi, hem de Ali Efe2nin sesine benzeyen bir erkek sesi gümbür gümbür gürler;“Kim O?” Mevlüt çeteci olmanın verdiği alışkanlıkla duruma uygun (muhtevayı hale mutabık) yeni planını kurar,ve kapıyı kırmaya karar,verir. Zaman, Eksere’li Ali’nin yakalanma haberinin doğrumu yanlış mı olduğunu düşünecek zaman değildir. Artık ok yaydan çıkmıştır. Ali Efe problemini madem devlet çözemedi,usulüne uygun olarak kendisi çözecektir.Saniyeler süren bu düşüncelerle zaten sağlam olmayan kapı kırılır,ve uygunsuz vaziyette olan Ali Efe yakalatılarak vurgunlarla bağlanır. Kafile, 5-10 dakikalık bir sürede bu icraatı yaptıktan sonra biraz ilerdeki, Muhtar Hasan Onbaşı’nın evine doğru yollanır.Yolda bir ara Aydın’lı Hasan Efe, Ali Efe’nin kulağına eğilerek:“Ali Efe, Mevlüt seni vuracak, ilk fırsatta kaç!...”der.Ali Efe ise olanlara bir anlam veremez. Mevlüt Efe’nin kendisinin sadakatini ölçmek için düzenlediği bir oyun zanneder,ve kaçma teşebbüsünde bulunmaz.Kafile, muhtarın evine gelir. Muhtarın karısı (koca iri) lakaplı Meryem, Ali’nin halasıdır. Ama korkudan kimse Mevlüt’e bir şey söyleyemez.Mevlüt infazı gerçekleştirmesi için Aydınlıya işaret eder. Bu iş onun seçilmesinin sebebi, mahalli Efelerin Ali Efe’ye olan muhabbetleriydi. Ama en aza onlar kadar Aydınlı da Ali Efe’yi seviyordu.Hasan Efe (Aydınlı),biraz ileriye Ali Efe’yi götürdü.“Bak Ali, senin gibi bir yiğide kıyamam. Ben havaya ateş edeceğim.Sen de durma kaç!.... dedi. Sonra da havaya iki el ateş etti. Hemen muhtarın evine döndü. Mevlüt kıyan eli kıyan eli sordu:“Vurdun mu ulan?”“Vurdum Efem”“Sus deyyus! Ben ete giren kurşunun sesini bilmez miyim?” Dedi ve mavzeri kapatarak Aydınlının geldiği yöne koştu.Ali Efe bir beton heykel gibi Aydın’lının bıraktığı yerde duruyordu. Sanki basireti bağlanmıştı. Hala olanlara bir anlam verememişti. Hala candan, hapishane arkadaşının kendisini sınadığını sanıyordu.Ama Efelik saflık götürmezdi. Mevlüt bileğiyle yıkamadığı Ekser eli Ali’yi tüfeğiyle yıkmıştı.“Koca Kasap Dayı, Körüklükte Ali Efenin ölüsünü gördüğünü, debelenirken ayağıyla bir çukur açtığını anlattı. Eksereli Ali Efe sayfası böylece kapanmış oldu.
gündogmuş.net ten alıntı yapılmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder