18 Mayıs 2007 Cuma

BASINDA GÜZELBAĞ HABERLERİ

Efendim Salı günü Köprülü’ye gittim, hani şu arazi meselelerimiz var ya. Kadastro ölçümleri için. Çok önemli(?) zat ile de tanışmış olduk. Tam birkaç gün kalayım yayla havasında diye düşünürken, gazeteden arkadaşlarım sağ olsun haber verdiler, Ankara’dan misafirlerim gelmiş. Çok güzel, iyi hoş da onlar bana sürpriz yapayım derken, kendileri sürprizle karşılaştılar. Çünkü ben Alanya’da değilim. Şeffaf olduğumu, her şeyi sizlerle paylaştığımı da Ankara’dan yazılarımdan takip edince, benim Alanya’da olmayışıma şaşırdılar” Ama yazmadın ki Gündoğmuş -Köprülüye gideceğini” dediler. Beni yormamak için habersizce gelip otele yerleşmişler. Hemen geri döndüm, ama Güzelbağ’a uğramadan olur mu? Taze dalından toplanan bademleri yedim ve misafirlerime de getirdim.(Ankara’da çağla derler) Bu yaşımda ben ilk defa körpe badem yedim Güzelbağ sayesinde, salatalık gibi körpe, oysa ben kart diye ısırılan sert bademleri tanırdım, tadı olmayan. Onun içi çıkarılıp doğranıp yemeğini de yapıldığını söylediler, hemen yaptım çok lezzetli oldu. Mayhoş. Sonra saçta pişen ekmeklerden, yufkalardan verdiler. Ayçekirdek, ceviz, bamya, limon. Bu Güzelbağ halkı beni ne çok seviyor benim onları sevdiğim gibi. Tertemiz kalpler, nur gibi yüzler. Henüz başkanla tanışamadım, vaktim yoktu bir daha ki sefere. Sarıöz ailesini de ziyaret edeceğim. Ademciğim söz. İstanbul’dan okuyan Güzelbağlı canlarım. Ablalarının öğütlerini de tutuyorlar, İstanbul’un kızlarına takılıp dersleri sermek yok ona göre. Hani bu yorum yazan Avukat-Doktor ünvanlı arkadaşlarım var ya (güya benim senaryo ürettiğim) İşte gelenler bu gruplardan. Av. Gülgün Abla, yeğeni emniyetçi Kemal, Merkez Bankası’ndan emekli Hukukçu Özgü Abla ve Dr Nilgün. Sağ olsun Özgü Abla beni görmek için taaa Ankara’dan, Avukat Neslihan Keskin arkadaşım ile Van’a kadar gelmişti. Van Akdamar Adası-Doğubayazıt-Ağrı-Muradiye-Hakkari-Tatvan-Bitlis-Nemrut-İsak Paşa Sarayı, Hoşap Kalesi buraları gezdirmekte benim onlara bir jestim idi 3 gün içinde. Şimdi gelen arkadaşlarımda diğerleri gibi Alanya’dan ev sahibi olup dönecekler Ankara’ya, hadi hayırlısı. Dostlarım için canım feda, sevgi dolu yüreğim her yere yetiyor, dünyanın bir ucuna bile. İnsanları sevmek çok güzel. Yorulmuyor musun diyorlar, bu tempoda. Hayır, asıl arayanım soranım olmaz ise ben kırdım mı birilerini diye kahrolurum. Kalp kırmak çok basit ama onarmak çok zordur. Konuşmacı olarak davet edildiğim Televizyon panellerinde bu tür şeylere hep değinmişimdir. Bir çay bardağını düşünün, dikkatli tutmadınız elinizden düşüp kırıldı camlar parçalandı, etrafa savruldu. Alıp yerden toplayıp yapıştırdınız. Şekli bozuldu, hiçbir şey olmamış gibi durması mümkün değil içine sıcak çay veya su konduğunda belki sızacak, belki çatlayacak, belki yapışmayan yerlerden içindeki şey akıp elinizi yakacak daha bir sürü olaylar. Oysa onu tutarken, daha dikkatli olsaydık, itina gösterseydik konuşma ve davranışlarımızdaki olması gereken itina gibi! Bunların hiç birisini yaşamayacaktık. Belki de o cam parçaları toplarken elimizi bile kesebilir. O zaman birazcık itina, biraz özveri bol olarak da SEVGİ. Açılmayacak kapı yoktur bunların karşısında. Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür... Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür... Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür... Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür... Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür... " Mahatma GHANDI Ayrıca Ahmet ağabey, beni mazur gördün herhalde bugünkü yazımı okuyunca yoğunluğumu anladın, kırılma ne olur. Senin coşkun benim de coşkum. Gündoğmuşlular Derneği olarak çıkardığınız dergi çok güzel olmuş. Telefonda da söylediğim gibi yetişemedim toplantıya, bu sayıya yetiştiremediğim yazı için de özür, gelemediğim için de özür. Hepinize en içten sevgi ve saygılarımla. Haftaya Salı günü aranızdayım dernekte.....

www.yenialanya.com/

yeni alanya gazetesin den gülşen birdal hanımefendiye yazılarından dolayı teşekkür ederim.

AHMET AYGÜN